Biraz gez, dünyanın hiç kimsenin olmadığını anlarsın. O ilk adımın hatırası yerli yerinde bu kadar taze dururken neyin neresinden kurcalasan arkasından bir iğretilik bir sonradanlık çıkacağını.
Ne kadar görkemli olsa da şehirlerin de vakti gelip geçicidir ve gün gelir şehirlerde unutulabilir.
Sayfa 175
Çünkü yaşanmışlıktan daha değerli hiçbir şey yoktur Daha yıkıcı bir şeyin olmadığı gibi.
Sayfa 174
Kadın açısından orgazmı zorlaştırabilen ya da imkansız hale getiren faktörler arasında şunlar sayılabilir: tıbbi hastalıklar, küçük rahatsızlıklar, depresyon, anti-depresanların da içinde olduğu bazı ilaçlar, stres, parasal, ailevi ya da iş problemleri gibi psikolojik zorluklar, ailede hastalık ya da ölüm, fiziksel, (yakın zamanda ya da geçmişteki) cinsel istismar ya da tecavüz, sigara içme, bisiklete binme (orgazmı uyarabilen ata binmenin tersine, bisiklet selesi perine baskısına yol açıp kan akımını azaltabilir) , öfke, genital anatomi ve klitorisin işlevinden tahrik olma ve tekniklerinden iğrenme, kaygı, seksi günahkarlıkla ve seksüel zevki genelleşmiş suçluluk duygusuyla ilişkilendirme, daha özel suçluluk (yeni eşini eski karısı gibi hissetmek ya da evlilik dışı bir hadiseye bulaşmış bir kadın), yakınlık korkusu, itibarıyla ilgili kaygı, istenmeyen gebelik korkusu, hormon değişiklikleri, ruh hali bozuklukları, 'elinden kaçırma' ve kontrolü kaybetme korkusu, yorgunluk, zaman baskısı, dinsel tabular, toplumsal kısıtlamalar, cinsel kimlik çatışmaları, seksüel deneyimsizlik, partnerden farklı sekssüel tercihler ya da başka çatışmalar ve yetersiz seksüel iletişim.
Fazla içedönük tutum ise nesneden tamamen kopuş Ben’in ölçüsüzce şişmesine neden olur. Ben, öznenin yerini aldığında dengeleme gereğince önemini yitiren nesne bilinçdışında telafi edilir. Bunun sonucundaysa bir egemenlik kurma çabası ve dolaylı olarak nesnenin kölesi olma hali ortaya çıkar. Nesneden kendini koparmak ve otoritesini nesneye kabul ettirme çabası zorlu bir iç mücadeleye dönüşür. Bu tipteki aşırılık psikasteni olarak ortaya çıkar. Psikasteni takıntılar, saplantılar, fobiler ve verimsiz uğraşılarla ortaya çıkan bir nevroz türüdür ve tükenmeye yol açar.
Fazlasıyla dışadönük bir tutum nesnelere gömülmeye yol açar. Bunun sonucunda da fiziksel ve sinirsel işlev bozuklukları ortaya çıkar. Bu bozukluklardan en belirgin olanı Jung’a göre histeridir. Histeriklerin en belirgin özelliği sürekli ilgi yaratma çabasında olmalarıdır. Nesnelere bağımlı olma hali nedeniyle daima ilgi odağında kalma uğruna kendilerini deforme ederler, bu da kişinin diğer insanların kolayca etkisine girmesine yol açar ve telkine açık bir hale getirir.
‘Bir memlekette insanlar namuslu olduklarıyla ayrıca övünüyorlarsa, o memleketin hali dumandır,’
İKİNCİ BÖLÜM-KUVAYI MİLLİYECİLER-4Kitabı okudu
Belki seninle bu biçimde konuşmak için çok erken. Belki şimdilik üzücü ve çirkin şeylerden söz etmemeli, yalnızca sevinç ve masumluk dolu bir dünya anlatmalıyım sana. Ama bu seni bir tuzağa çekmek demek olur, çocuk. Dünyanın, yürürken tökezleneceğin, düşüp canını acıtacağın, taşlarla dolu bir yol değil de üstünde yalınayak yürüyebileceğin yumuşak bir halı olduğuna seni inandırmaya çalışmak demek olur. Oysa taşlardan korunmak için demirden ayakkabılar giymek gerek. Bu bile yeterli değil üstelik, çünkü sen ayaklarını korurken adamın biri yerden taşı almış, kafana atmaya hazır olacaktır.
Sayfa 16 - V Kuzey YayınlarıKitabı yarım bıraktı
