"Yapılacak hiçbir şey yok! Umut edecek hiçbir şey yok! Ne sıkıcı bir hayat bu!"
Sayfa 12Kitabı okuyor
Gördükleri saygı, toplarının cüssesiyle orantılı, mermilerinin eriştiği uzaklığın karesiyle eşittir.
Sayfa 9Kitabı okuyor
"Allah katında en değerli olanınız O'na itaatsizlikten en fazla sakınanızdır."(Hucurat 13)
Mavi Valiz
Bu mavi valize sığacak bütün yolculuk. Bütün geçmişim. Birkaç kez bırakıp başladığım sigara paketi, yaptığım yapmadığım ne varsa..
Sayfa 9Kitabı okudu
"Kim Allah'a saygısızlıktan sakınırsa Allah kendisine bir çıkış yolu gösterir.Ve ona hiç beklemediği yerden rızık verir."(Talak 2-3)
“…İnsanlara güvenmek demek kendini azıcık öldürtmekle eşdeğerdir.”
Sayfa 190Kitabı okuyor
"Yine çocukluğumdaki gibi endişeli, çaresiz, yalnız ve istenmeyen varoluş biçimine dönüyorum. Kendimi geride bırakıp yine kendime dönmek benimki. Korkunç bir yolculuk. Hayatın neden bu kadar zalim olduğunu anlamam mümkün değil. Hiçbir zaman olmayacak. Hiç bilmeseydim keşke. Güvende ve sakin bir yerim olduğunu bilmeseydim bu kadar acımazdım kendime. Çok acıyorum. Zavallıyım."
Sayfa 149 - Sel Yayıncılık
Kitap koleksiyoncusunun tutkusu gezgininkine benziyor. Her kütüphane bir yolculuk; her kitap son kullanma tarihi olmayan bir pasaport.
Sayfa 39 - Bilgi yayınevi
Keşke çok teknolojik bir aynamız olsaydı ve bu ayna bize deri, birtakım kas ve bağ dokusunu göstermeden, sadece organlarınızı gösterebilseydi. Emin olun sadece göğüs bölgesi ve karın boşluğunuzdan oluşan gövde kısmınızda gördükleriniz bile sizi şok etmeye yeterdi. Zira dış görünüş olarak birbirleriyle hiç alakası olmayan bu ilginç yapılar, sanki zorla bir araya getirilmiş gibi gövdenizin içinde öylece yan yana durmaktadırlar. Tıpkı tıka basa dolu bir otobüsün içerisinde, dip dibe yolculuk yapmak zorunda kalan yolcular gibi.
Sayfa 18Kitabı okuyor
Pek çok erkeğe, metresleri olabilir mi, sorduk. Cevap aynıydı:'' "Olabilir ama kimsenin fark etmemesi şartıyla.'' Zina, vahim bir boşanma nedeni. Aile birliği, demir gibi sert yasalarla korunuyor. Ama sorunlarin mahkemelere ulaşmaya vakti olmuyor. Aldatldiğinı bilen kadın,kocasını bir işçi konseyinin önünde ihbar ediyor.
"Sonunda hiçbir şey olmuyor," diyordu marangozun biri. ''Ama mesai arkadaşları, sevgilisi olanı hor görürler." Aynı işçi, karısı bakire olmasaydı onunla evlenmemiş olacağını açıklamıştı bize.
Diyeceğim o ki; kaseti geriye sardırmak çok daha
mutlu eder insanı bazen çünkü verdiği emeğin karşılığını
sevdiği şarkıyı dinleyerek alacağını bilir. Hayat da biraz
böyledir işte. Çok sevdiğin şeylere kavuşmak istediğinde mutlaka kavuşursun ama kavuştuğunda ortada o eski
senden eser kalmaz. Anlayacağın hiçbirimiz neyin mücadelesini verdiğimizi bilmiyoruz, zaman geçerken biz de
yolculuk sırasına konuyoruz. O yüzden kendini hiçbir şey
için üzme. Hadi eyvallah evlat...
Sayfa 50
“Biz kendimizi kendi köyümüz dışındaki her yerde rahat sayan huzursuz insanlarız” diyor Pavese’nin bir kahramanı.
Kalabriyalı biri.
Tıpkı Anadolu insanı gibi.
