Şimdi acaba aydınlanmış bir çağda mı yaşıyoruz? sorusu sorulunca, yanıt şöyle olacaktır: Hayır, aydınlanmış bir çağda değil, fakat aydınlanmaya giden bir dönemde,’bir aydınlanma döneminde yaşıyoruz. şimdiki zamanlarda olduğu gibi, insanlığın bir bütün olarak, başkasının rehberliği olmaksızın, dinsel konularda kendi aklını iyi bir biçimde ve güvenilir bir şekilde kullanması durumunda olması ya da bu duruma getirilebilmesi için katedilecek daha çok yolumuz var. Fakat bu yönde özgürce çalışmak için şimdi onların yolunun temizlenip aydınlatıldığına ilişkin farklı göstergelere sahibiz; böylece evrensel aydınlanmaya . giden yoldaki engeller, insanın kendi suçu ile düşmüş bulunduğu bu ergin olmayış durumundan kurtuluşu ile ilgili güçlükler yavaş yavaş da olsa giderek azalmaktadır. İşte bu bakımdan çağımız bir aydınlanma çağıdır ya da Friedrich’in yüzyılıdır
İnsanı yeryüzünde Allah Teâlâ'nın otoritesi dışındaki tüm otoritelerden kurtarmayı hedefleyen özelliğinden dolayı bu dinin karşısına beşeri düzen, dün olduğu gibi bugün de yarın da akide, dünya görüşü, maddi, fiili siyasi, sosyal, iktisadi, ırka ve sınıfa dayalı engeller şeklinde dikilmektedir.
Reklam
Kesinlikle İslam gelecektir ve bunda asla şüphe yoktur. İslami yönetimin önündeki engeller tedricen ortadan kaldırılıyor.
Sayfa 195
Ben kralı daha çok felsefeci sanırdım. Siyasette cinayetin olmadığını anlamalı değil miydi? Onda (siyasette) insanlar yoktur, fikirler vardır, hissler yoktur, çıkarlar vardır; siyasette insan öldürülmez, yoldaki engeller kaldırılır, hepsi bu.
İbrahim suresinden
Adımlarını yönlendirenin, yolunu gösterenin yüce Allah olduğunun bilincinde olan bir kalp, Allah’a bağlanmış bir kalptir. Allah’ın varlığı, otoriter ve egemen ilahlığı hakkında bilinç planında bir yanılgıya düşmez bu kalp. Böyle bir bilinçle Allah’ın yolunu takip etmekle tereddüt geçirme birarada olmaz. Yoldaki engeller ne kadar zor ve aşılmaz olursa olsun, bu yolda pusu kuran tağutlar (zorbalar) ne kadar güçlü olursa olsun durum değişmeyecektir.
İslam' ın taşıdığı mesaj, devletin politik sistemleri gibi, ırk ve sınıflar üzerine temellendirilmiş sosyal sistemler ve tüm bunların arkasındaki hükümetlerin silahlı güçleri gibi maddi engellerle karşılaştığında nasıl yayılabilirdi? Tüm dünya üzerindeki insan ırkını özgürleştirmek gibi bir misyonu olan bir çağrının sadece tebliğ ile sınırlandırılabileceğini iddia etmek saflık olurdu. Elbette, iletişim özgürlüğü sağlandığında ve insanlar tüm bu etkilerden kurtarıldığında, tebliğ ve vaazlar aracılığıyla uğraşmaya devam edecektir. "Dinde zorlama yoktur." Fakat yukarıda bahsedilen engeller ve pratik zorluklar ortaya çıktığında, islam insanların kalplerine ve akıllarına hitap ettiğinde onu kabul ya da reddetmek için özgür olsunlar diye bu engelleri ve zorlukları güç kullanarak yok etmekten başka çare de yoktur. İslami mesajın amacı insan özgürlüğünün sadece felsefi düzlemde değil, gerçek hayat koşulları altında da kati ilanı olduğu için, cihad zorunludur.
Sayfa 68 - Düşün YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Militanca coşku..
Normal güçte heyecanlara sahip olan her insan, militanca coşku tepkisiyle el ele giden öznel olguları kendi deneyimlerinden bilir. Sırttan aşağı doğru ve daha kesin gözlemlerin ortaya koyduğu gibi, her iki kolun yanlarına doğru bir ürperti belirir. Kişi sevinçten uça­rak, günlük, yaşamın bütün bağlarının üzerine çıkar; bu özgül he­yecan anında, kutsal bir görev gibi görünen şeyin çağrısı uğruna her şeyi terk etmeye hazırdır. Bu yoldaki bütün engeller önemsiz­dir; kişinin hemcinslerini incitmesini ya da öldürmesini önlemeye yönelik içgüdüsel ketlemeler, ne yazık ki güçlerini büyük ölçüde yitirir. Bütün değerler şaşırtıcı biçimde tersine dönerek militanca coşkunun zorunlu kıldığı davranışa karşı çıkan ussal yorumları, eleştirileri ve bütün mantıklı savları susturur; bunların yalnızca savunulamaz değil, alçakça ve onur kırıcı gibi görünmelerine yol açar, insanlar, zulüm yaparken bile mutlak bir haklılık duygusuna kapılabilirler. Mantığa dayalı düşünce ve ahlaki sorumluluk en alt düzeyindedir. Bir Ukrayna atasözünün dediği gibi; "Sancak bir kez açıldığında bütün mantık borazandadır. " (K. Lorenz, 1966)
Bu iş için uygun yöntem, yeryüzünde gezip tozan insanların vicdanlarına yerleşmiş pratik ruhi engeller, set ve hastalıklar ile canlı bir şekilde mücadele etmekti.
Yoldaki engeller, ayağına batan dikenler, aşılmaz sanılan kayalar zorluklardır elbette. Fakat insan hedefine ulaşmak istiyorsa, yoluna çıkan engelleri de aşmasını bilmeli. Önünde aşılmaz dağları değil, dağın ardındaki ovaları da görebilmeli. Çünkü ancak zorla ulaşılırsa güzeldir. Hak etmek için kazanmak gerekir. Emek vermek, çalışmak ve engelleri aşmak gerekir.
Sayfa 53 - Gece KitaplığıKitabı okudu
Yola Giren Terk'e Hazır Olmalıdır.
(Okurun Notu: Metinlerde sık sık G. olarak anılan kişi Gurdjieff'tir.) Alıntının yapıldığı sayfalar: 75 - 76 -77 **************************************************************************** Sık sık yoldaki güçlüklerle ilgili sorulara dönüyorduk, toplu yaşam ve çalışma tecrübemiz, bizi sürekli olarak kendi içimizde bulunan yeni yeni güçlüklerle
Sayfa 75 - Ruh ve Madde YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
İnsanı, yeryüzünde Allah Teâlâ'nın otoritesi dışındaki tüm otoritelerden kurtarmayı hedefleyen özelliğinden dolayı bu dinin karşısına beşeri düzen, dün olduğu gibi bugün ve yarın da akide, dünya görüşü, maddi, fiili, siyasî, sosyal, iktisadi, irka ve sınıfa dayalı engeller şeklinde dikilmektedir. Bunlar, bâtıl düşünce, sapıklık ve tahrife uğramış akide engelleriyle de desteklenmiştir. Böylece bütün bunlar, sırt sirta vererek karşılıklı etkileşimle alabildiğine kompleks bir kargaşaya yol açmaktadır.
Sayfa 76 - Beka YayınlarıKitabı okudu
45 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.