İnsanlar kula kulluktan kurtulmalı.
İnsanlar kula kulluktan kurtulduktan sonra inanç konusunda zorlama yoktur.
Günümüz dünyası yaşamı düzenleyen dinamikler ve sistemlerin dayandığı kaynak açısından tam bir cahiliyeyi yaşıyor.
insanlara musallat olup onların enselerinde boza pişiren, Allah'ın yeryüzüne yönelik hâkimiyet hakkını gasp eden tağutlar'dır
Kur'ân-ı Kerîm'de gerçeği kabul etmeyen kaba ruhlu insan için veya küfrün ve kötülüğün temsilcisi olan her şey anlamında kullanılan bir tabir.
şu içinde yaşadığımız toplumun gerçeklerini kökünden değiştirmektir; bu cahilî realiteleri kökten değişime uğratmak.
Bilenlerle bilmeyenler hiç bir olur mu?
Bu ümmete göre milliyet akîdedir,
akîde: bir şeye inanarak bağlanış, genellikle dinsel inanç.
"Allah'ın rızasından başka istenmeye değer hiçbir ödül olmadığını anladıkları andan itibaren O'nun sadık kulları olmuşlardı.
Hakk ve Alîm olan Allah, yolunda cehd(gayret) gösterenlerin amellerini zayi etmez.
Peşinen teslim olmak, imanın gereğidir
Bizim görevimiz bu cahilî toplumun gerçekleriyle uzlaşmak ve onun egemenlik hakkını onaylamak değildir.
İnsanların yararına olan şeyin onların kendi gerçeklerini belirlemesi gerekmez mi? Bir kez daha İslam'ın kendi sorup kendi cevap verdiği yere dönelim. Ne denilmişti: "Siz mi daha iyi bilirsiniz yoksa Allah mı?" "Allah bilir siz bilmezsiniz."
İnsanlar kula kulluktan kurtulduktan sonra inanç konusunda zorlama yoktur.
İnsanlar , yalnızca İslam nizamında tek Allah'a kulluk etmelidir. birbirine tapmak veya başkasının kölesi olmamalıdır
Bizim başlıca görevimiz içinde yaşadığımız bu toplumu değiştirebilmek için, ilk önce kendi benliğimizi değiştirmektir.
Bugün insanlık, cehennemî bir uçurumun kenarında duruyor.