"Düzen sağlam mı? O zaman mesele yok. Çünkü o zaman düşünmeye, insanın kendini işe karıştırmasına, hatta kendini dinlemesine de lüzum yok. Ama düzen bozulunca, otorite yıpranınca, hele hele yıkılınca lağım borusu patlamış gibi oluyor. Çünkü artık ortaya yetersiz aklız o kıt ve kısır aklı yüzünden kendi kendine düşman olan tek insan çıkıyor; idraksizliği, düşünce ve anlayış kısırlığı yüzünden kendini zelil görüyor; hakikate, bir türlü tam olarak kavrayamadığı hakikatlere karşı idrakiyle tek insan çıkıyor; kendi kendini hor gören, çeşit çeşit ve çoğu itibariyle çelişen insiyaklara, insiyaklarının işleyişine bir ahenk vermediği için kendinden tiksiniyor; bu zelillik ve tiksinti ölçüsünde de kendi kendine düşman oluyor. Sonra da, 'Beni hor görüyorlar, bana düşman bunlar' diye düşmanlar ediniyor. Hakikatleri kavrayamadığı, doğru hükümlere varmadığı için aldandığını, aldatıldığını seziyor, ama arkasından da, aczi yüzünden, bu aldanış ve aldatılışını kolu, bacağı, kaşı gözü gibi benimsiyor, gözüne, kaşına laf söylenecek diye düşmanlıklarını koyulaştırıyor, doğruya, doğru yolda olanlara, mesela sana, mesela Ali Emmi'ye karşı daha bir azgınlıkla saldırmak hırsına kapılıyor. Doğrular ve doğru yoldakiler artık katlanmayacağı bir hakarettir kendisi için. Artık tek avuntusu ve tek gururu düşmanlıktır, icat ettiği düşmanlardır."