İnsarların kayıtsız, suratsız, yorgun oluşlarına şaşıyordu. Nasıl da dünyalarına küsmüş, nasıl da birbirinden bu kadar uzak ve yabancı idiler! Üstelik hoparlörden monoton, gıcırtılı bir müzik de duyuluyordu. Bağırmaktan kısılmış, hırıltılı, hüzün veren, huzursuzluk veren bir müzik idi bu. Niçin hiç durmadan bu bıktırıcı melodiyi çalıyorlardı? Niçin sesleri çın çın çınlayan spikerler konuşmuyordu? Niçin sonu gelmiyordu bu bıktırıcı havanın?