Yasak, emir veya yasanın yerini proje, girişim ve motivasyon aldı. Disiplin tomlumu hâlâ Hayır'ın hükmü altındadır. Onun negatifliği deliler ve suçlular üretir. Performans toplumuysa deresif ve mağluplar yaratır.
Kişiyi olması gereken kişi yapan şey öncelikle aktif yaşam değil, aksine tefekküre dayalı yaşamıdır.
Reklam
Tefekkür halindeyken insan sanki kendisinden dışarı çıkıp şeylerin içine dalar.
Insan hiçbir şey yapmadığında her zamankinden daha aktiftir, kendi başınayken de her zamankinden daha az yalnızdır.
Yaşamak için gösterilen bütün çabalar ölüme doğru götürür.
Disiplin toplumu hâlâ "Hayır"ın hükmü altındadır. Onun negatifliği deliler ve suçlular üretir. Performans toplumuysa depresif ve mağluplar yaratır.
Reklam
Depresyon, geç-modern insanın kendi olmak hususundaki başarısızlı­ğının patolojik bir dışa vurumudur."
Hayret-Şüphe mi
Vita contemplativa, insanın kavrayışının her tür­lüsünden ırak, güzeli ve mükemmeli müteakiben sonsuz ve değişmez olan varlık tecrübesine bağlıdır. Temel hissi [Grundstimmung] yapılabilirlik ve sürerliğin her türlüsün­den muaf, şeylerin böyle-oluşlarına binaen hissettiğimiz hayrettir. Hayretin yerine modem-kartezyen şüphe geç­miştir.
Sayfa 26 - MetisKitabı okuyor
Depresyon, geç-modern insanın kendi olmak hususundaki başarısızlı­ğının patolojik bir dışa vurumudur." Byung-Chul Han | Yorgunluk Toplumu
Hiçbir şey yapmadığından hiç bu kadar faal, kendiyle baş başa kaldığında hiç bu kadar az yalnız olmamıştı.
Reklam
Tam anlamıyla çıplak ve kökten geçicilik haline dönüşmüş yaşama, insanlar hiperaktiviteyle, işkoliklikle ve üretimle karşılık veriyor. Günümüzdeki hızlanma da, bu varlık noksanlığıyla alakalıdır. İş ve performans toplumu kesinlikle bir özgürlük toplumu değildir. Bu toplum yeni zorunluluklar üretir. Efendi ve hizmetkar diyalektiği, her bir insan tekinin hem özgür hem de aylak olabildiği o top­lumu sona erdirmez. Diyalektik, efendinin de çalışma kö­lesi olduğu topluma doğru götürür. Bu zorunluluk toplumunda her bir insan teki, çalışma kampını da yanında taşır. Bu çalışma kampının alarnet-i farikası, kişinin aynı anda hem tutuklu hem gardiyan hem katil hem maktul ol­masıdır. Böylelikle kişi kendini sömürür. Böylelikle, sömürü egemensiz de mümkündür.
Yalnızca Tanrıya ve öte dünyaya değil, gerçekliğin kendisine karşı da yitirlen inanç insan hayatını da kökten geçici kıldı. Hayat hiçbir zaman bugünkü kadar geçici olmamıştı. Kökten geçici olan sırf insan hayatı değil, esasen dünyanın kendisidir de. Hiçbir şey devamlılık ya da süreklilik sözü vermez. Bu varlık noksanlığı karşısında sinir bozuklukları ve huzursuzluklar ortaya çıkar. Türe aidiyet, türün kendisi için çalışan hayvana, canlı bir olmaya-bırakılmışlık sağlamakta yardımcı olmalıydı. Fakat geç-modern ben bütünüyle izole edilmiştir.
Yorgunluğun gönlü geniştir.
Sayfa 51 - Maurice Blanchot.
Depresyon, geç-modern insanın kendi olmak hususundaki başarısızlığının patolojik bir dışa vurumudur.
Sayfa 20
Günümüz toplumu artık Foucault’nun bahsettiği hastaneler, tımarhaneler, hapishaneler, kışlalar ve fabrikalardan oluşan bir disiplin toplumu değil. Bunların yerini çoktan beridir fitness salonları, bürolardan oluşan gökdelenler, bankalar, havaalanları, alışveriş merkezleri ve gen laboratuvarları aldı. 21. yüzyıl toplumu artık bir disiplin toplumu değil, performans toplumudur.
Sayfa 17
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.