Bu yaz çok yorucu geçiyor. Bir yandan yaz okulu bir yandan stajyerler öldürdüler beni... Vucudumdaki her hücre "Tatil!" diye bağırıyor... Az kaldı sık dişini verme canını diyorum ama hakikaten yoruldum. Bu haftasonu hanım da yok. İki gün biraz dinleneyim diyorum. Bir aydır doğru dürüst kitap okuyamadım. Pazar akşamına kadar idare edecek kitap gazete ve internetim var. Ben inzivaya çekiliyorum. :) Pazartesi görüşürüz....
234 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Güzel bir casusluk romanı. Malko Linge yorucu bir görevden dönerken yeni bir görev alır. Meksika'ya gitmesi gerekmektedir. Çünkü Kübalılar, bir uçağı kaçırmış ve uçaktaki binbaşıyı öldürerek çantasındaki CX3 adlı korkunç biyolojik silahın numunesini almıştır. Çift taraflı oynayan bir Japon ajan ve bilim adamı, Amerika'dan intikam almak için Hiroşima'nın bombalandığı gün olan 6 Ağustos'ta içme sularını zehirleyecektir. Bunu engellemek için Malko, Meksika'nın yerel polisinden Felipe ile işbirliğine gider. Ama rakipleri hem güçlü hem de acımasızdır. Acaba Malko bu işte başarılı olabilecek midir? Kendisini öldürmek istemesine rağmen hoşlandığı kadın olan Christine'i kurtarabilecek midir? Keyifle okunan bir roman.
Kıyamet Günü
Kıyamet GünüGerard de Villiers · Tay Yayınları · 198724 okunma
Zaman geçtikçe, yavaş yavaş, bu işlemden usanacaktı. Zihinden bulup çıkarmak, tozunu almak, çoktan ölmüş ânı yeniden diriltmeye çalışmak giderek daha yorucu olacaktı. Ve işin doğrusu, bir gün, yıllar sonra bir gün gelecek, Leyla artık onu kaybettiğine ah vah etmeyecekti. En azından, şimdiki kadar sık, daha doğrusu, böyle kesintisizce değil. Gün gelecek, erkeğin yüzünün aytıntıları belleğin pençesinden sıvışacak, sokakta oğlu Tarık'a seslenen annenin sesini duymak, kızın bir anda bütün palamarlarını kesip onu rüzgâra, açık denizlere savurmayacaktı. Tarık'ı şu anki kadar çok özlemeyecek, yokluğunun sancısı şimdiki gibi Leyla'ya sımsıkı yapışıp, ayrılmaz bir yoldaşı olmayacaktı - bir uzvunu kaybedenlerin hissettiği şu hayali acı gibi.
HASAN KANTARCI’YLA “YOLLARIN İZİNDE”… M. NİHAT MALKOÇ Herhangi bir kimsenin, daha çok bir edebiyatçının gerek yurt içinde gerekse yurt dışında gezip gördüğü yerlerdeki toplumları, kentleri, mekânları, yaşayışları, âdet ve töreleri, gelenek ve görenekleri, doğal ve tarihî güzellikleri, ilgi çeken değişik yönleri edebî bir üslupla kaleme alarak
Haruki Murakami: Postmodern edebiyatın çekik gözlü Dali’si FavoriteOkuma listeme ekle “Neyin en iyi olduğunu kim söyleyebilir? İşte sırf bu nedenle, mutlu olma şansı nerede karşınıza çıkarsa çıksın, başkalarını hiç umursamadan yakalayın onu. Zamanla anladım ki böyle bir şans hayatta iki, üç defadan çok çalmıyor kapımızı ve eğer onu elimizden
132 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Kübalı bir balıkçı olan Santiago bir yelken balığı yakalar ve onunla beş gün süren yorucu bir mücadeleye girer.Aslında insanın doğayla mücadelesidir anlatılmak istenen sonunda doğa kazanır tabi. Hemingway İncilden ögeleri de işlemiş kitapta mesela Santiago ispanyolcada Aziz Yakup'a verilen isimmiş ve çile çekişi sembolize edermiş.
Yaşlı Adam ve Deniz
Yaşlı Adam ve DenizErnest Hemingway · Bilgi Yayınları · 202331,9bin okunma
·
Puan vermedi
İyi mi, kötü mü bilemem ama bana biraz zor geldi. Anlaşılması zor oldu benim için. Zaten yarısına kadar fazlasıyla sakin ve durgun giden bir kitap. Türkçe olmayan kelimeler ile birleşince bana upuzun bir okuma süresi doğacak gibi. :) Yarım bırakmak gibi bir huyum olmadığı için şimdilik okumaya devam edeceğim. yorumlara bakılırsa ilerde ferahlıyormuş. Bakalım... ----Yukarıdaki paragraftan 10-12 gün sonra---- Bugün bitti kitap. 36 gün sürdü. Bunun en az 20 günü kitabın ilk yarısıdır büyük ihtimalle. Çünkü geriye kalan kısım ağır ağır açılıyor. Aslında iyi miydi, değil miydi? Net bir şey söyleyemiyorum. Çünkü kitabın 2.yarısı cidden ilk yarının sıkıcılığını örtecek şekilde güzeldi. Yine biraz durgunluk vardı ama bir insanın düşünceleri ve psikolojisi üzerinden yazılan kitaplar --Dostoyevski bunu çok iyi yapanlardan biri-- gayet hoşuma gidiyor. O yüzden kötü bir kitap olduğunu söylersem haksızlık olur. Kısa kesersek: ortalamanın biraz üstünde bir kitap. İlk yarı fazlasıyla yorucu, sıkıcı gibi gelse bile bitirdiğimde çok da kötü bir kitap olmadığını fark ettim. 'Mutlaka okuyun, nasıl bu kadar geç kaldım ben bu kitabı okumak için' türü bir şeyler söyleyemem ama güzeldi. Çok sonra, aylarca sonra bu kitabı sadece okumak için okuduğumu fark ettim. Tekrar okuyacağım.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 202341,4bin okunma
141 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Nabokov bu kitabında da beni şaşırttı. "Karanlığın Kahkahası" nda böyle bir dil, böyle samimi bir anlatım, bu kadar uzun ama yorucu olmayan cümlelerle yazan yazarla neden daha önce tanışmadım diye içten içe kendime kızıyordum.Belki de en iyi eseri bu dedim kendi kendime. Çünkü muhteşem bir kalemle karşı karşıyaydım. Bunu hissedebiliyordum. Ve hislerim beni yanıltmadı, tam istediğim bir dille, kelime haznesiyle, yorumlama kabiliyetiyle, betimlemelerle karşı karşıyaydım. Bugün bu kitabı bitirdiğimde bu sefer daha fazla bir heyecanla, hayranlıkla, umutla yazarın dilinin büyülü dünyasında buldum kendime. Konu itibariyle, belki mutsuz sonun öğretici yanıyla, karakterlerin kendi yazı dünyalarıyla ve aşk dünyaları ile sürgünlüğün o buruk, acımsı, ekşimsi tadıyla kitap sizi en derin ve tezat hislerle alıp kucaklıyor. Soru soruyorsunuz kendinize ve yazara. O döneme dair aşkların, sosyal hayatın, insan ilişkilerinin, vefanın ve de boş vermişliğin zincirlerinden kurtulmaya çalışacaksınız ama kurtulamayacaksınız. Eğer bu gün dünyanın en büyük yazarlarının isimlerini sorsalar; benim şuan en güçlü kalem olduğuna inandığım ve sihirli dünyanın sihirli kalemin sahibi olduğununu kabul ettiğim Vladimir Nabokov bunlardan biri olacaktır. Tüm eserlerini okumayı da boynumun borcu bilirim. Muhteşem. !
Maşenka
MaşenkaVladimir Nabokov · İletişim Yayınevi · 2019202 okunma
528 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
33 saatte okudu
Jolie Wilkins kendi halinde, sakin bir yaşam süren bir medyumdur. Bir gün, Rand Balfour isimli biri onu görmeye gelir ve Jolie kendini bambaşka bir dünyanın içinde bulur. Rand bir warlock(erkek cadı)dır ve Jolie'nin de cadı olduğunu iddia eder. Bütün bu olanlara inanmayan Jolie, yine de Rand'ın iş teklifini kabul eder ve onunla çalıştıkça yeteneklerini keşfeder. Bu yeteneklerin en başında da ölüleri diriltmek vardır. Yer altı dünyasında da, böylesi bir yetenekli bir cadıya sahip olmak isteyen bir çok varlık mevcuttur. Aynı zamanda bu varlıkların başına geçip, onların yönetimini ele almak isteyen bir cadı, savaş hazırlığındadır. Jolie ve Rand bu varlıkları kendi tarafına çekmek için ellerinden geleni yaparlar. Cadılar, vampirler, periler, kurt adamlar yani aklınıza gelen ne kadar fantastik canlı varsa, hepsi kitapta var. Fakat korku ve gerilim arıyorsanız işte o yok. Eğlenceli bir anlatım tarzında, yormadan okunan, biraz macera, biraz da aşk katılmış ve merak uyandıran bir kitap. Sonu da hoş ve farklı olmuş. "Ateş, Kazan ve Bir Tutam Aşk" Jolie Wilkins serisinin ilk kitabı ve beğendimi söyleyebilirim. Yorucu olmadığı ve devamını merak ettiğim için ara vermeden 2. kitaba geçiyorum.
Ateş, Kazan ve Bir Tutam Aşk
Ateş, Kazan ve Bir Tutam AşkH.P. Mallory · BigBang Yayınları · 201441 okunma
Ünlü Yazarların İlk Kitapları Neden Basılmadı?
2007 yılında David Lassman adında bir İngiliz, yazdığı kitapların yayınevlerinden sürekli geri çevrilmesinin kabahatini kendi yazdıklarında değil yayınevlerinin sallapatiliğinde arar ve tuhaf bir oyunla bunu ispatlamaya girişir. Sadece İngiliz edebiyatının değil, dünya edebiyatının temel taşlarından sayılan Jane Austen‘ın üç büyük romanını ufak
Merhaba arkadaslar zahmetli ve yorucu bir yolculuk sonunda Afyon'a gelebildik. Uyuduk, dinlendik, kahvaltimizi da yaptik ve gunkuk programimizi dusunuyoruz. Bu gun dogum gunum oldugunu oglum hatirlatti. lstanbul'un trafigi insana kendini bile unutturuyor. Hepinize selam ve dualarimla.
464 syf.
8/10 puan verdi
·
16 günde okudu
Kitap genel olarak yazarın ölümünden sonra ülkemizde popülarite kazanmış olsa da ve Utku Lomlu'nun başarılı kapak tasarımları ile daha daha çok çok ilgi çekiyor olsa da bu kitaba tam manası ile ilgim Nolan'ın meşhur filmi Interstellar'ın meşhur kitaplık sahnesinde oluştu ve okumak bu zamana nasip oldu. Kitap benim için iki bölümden oluşuyor hatta üç bölümden oluşuyor diyebilirim. İlk 10 - 15 sayfa Marquez'in tarzına alışma bölümü, 250. sayfaya kadar bağımlıklık yapma bölümü ve 250. sayfadan sonra maalesef sıkılma bölümü. Ortalama 250. sayfaya kadar her ne kadar kitap olaylar bütünü olarak çok akıcı olmasa da Buendilar'dan bir türlü ayrılamıyor, her an her vakit Ursula önderliğinden Buendialar'ı okumak istiyordum ama nedense ortalama 250. sayfalardan sonra bir şekilde kitaptan koptum ve bir şekilde Marquez'in kendine has anlatım tarzı yorucu olmaya başladı. Hiçbir şekilde kötü kitap demiyorum, büyülü gerçeklik tanımını sonuna kadar hak eden bir kitap (zaten yazarın çıkardığı bir tanım), büyülü gerçeklik öyle değişik bir şey ki okurken ne gerçek ne hayal ne gerçek dışı insan ayırt edemiyor etmek de istemiyor. Sakin kafa ile okumanızı tavsiye ederim ve okurken 1 ya da 2 gün bile ara vermemenizi araya mesafe koymamanızı öneririm. Kitabı arka kapakta Marquez'in dediği gibi okudum. Dikkat ve keyifle okudum ama o kadar olay neticesinde hiç ama hiç şaşırmadım
Yüzyıllık Yalnızlık
Yüzyıllık YalnızlıkGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202036,1bin okunma
Resim