Emine ki bu göle,
Hasan'ı koyuverdi;
Hasan tuzlar içinde,
Eridi, akıverdi.
Dağlar, ağaçlar, sular,
Bir ağzından bağırdı.
Dediler: "Ah Emine
Acı vursun gönlüne."
Yörük kızının gönlü,
Duyunca bu sesleri,
Sırtındaki çuvalı,
Atıp da döndü geri.
Hasan'ın gömleğini,
Sadece gördü, giydi.
Suyun çağıltısıyla,
Bedeni serinledi.
Hadise buna benzer farklı şekillerde yıllar içinde anlatılagelir. Hasanboğuldu'nun ismi, işte o Hasan'dan gelir.
Zihnimizde, Hasan'ın yaşadığı yorgunluğun, bitkinliğin ve acının son kertesini hissetmeye çalışıyoruz. Çalışıyoruz diyorum, çünkü altımızdaki otomobil saatte 30-40 kilometre hızla, o zamana göre yokuş yukarı hızla akıp gidiyor. Nasıl anlayabiliriz ki?
Yaşamak ve hayatta kalmak içgüdüsünün ruh ve beden arasındaki mücadelesini, günümüz insanı kolay kolay anlayamaz.