Hadis İlminde çelişkili delillerin ana kaynağı,
Acilen bir doğruluk soruşturması yapılması ihtiyacını ortaya çıkartmıştı. Bu görevi üstlenecek olanlar da yine Orta Asyalı alimlerdi. Görev tamam­landığında dünya üzerindeki Sünni Müslümanlar sadece altı derlemeyi yetkin ve özgün olarak kabul etmişlerdi. Bunlardan beş tanesi Orta Asyalı alimlerin çalışmalarıydı. (Nişaburlu Ebu Müslim, Tirmizli Tirmizi, Sistanlı Ebu Davud, Horasan, Nesalı Nesai ve İmam Buhari.) Bu beş çalışmanın arasında yer alan Buhari'nin eseri bütün dünyada rakipsiz addedilmişti. İslam hukukunun, yani Şeriat' ın yorum için her zaman açık kapı bıraktığı doğrudur. Fakat hadis derleyicilerinin aradığı bu değildi. O dönemden itibaren şahsi ve toplumsal davranışları halifeler, imamlar, ne dedikleri anlaşılmayan filozoflar ya da zındıklar değil yazılı din hu­kuku belirleyecekti. Böylece Peygamber'in ölümünden, yani iki asırdan beridir devam eden kargaşa ve belirsizlik sona erecekti. Peygamber' e ait olduğu düşünülen sedanın yeniden duyulabilmesi sayesinde Kur' an' ın sözleri artık uygulamaya geçirilebilecek ve insan tasavvuru ortaya ko­nabilecekti. Buhari ve diğer öncü hadis derleyicileri ve düzenleyicileri yüceltilecek ve çalışmaları tenkitlere kapatılacaktı.
Sayfa 340 - Kronik KitapKitabı okudu
Artık yorum beğeni yok kendimi size deşifre ettiremem :D
Sosyal medyadaki eylemlerimizin hakkımızda saçtığı verinin önemi, 2016'da Birleşik Krallık'ın Avrupa Birliği'nden çıkışı ve ABD'deki başkan seçimi oylamalarının seçmenler hakkında bu şekilde edinilmiş bilgiye dayalı kampanyalar yürüten taraflarca sürpriz şekilde kazanılmasıyla gündeme geldi. İnsanları yeni deneyimlere açıklık, mükemmeliyetçilik, dışadönüklük, işbirliğine açıklık ve kolay üzülme boyutlarında konumlayarak kişiliklerine göre sınıflandırmak için kullanılan bir testi Facebook'ta insanların gönüllü şekilde doldurdukları anketlerin içine gömen psikologlar, ilk kez elde edebildikleri bu dev hacimli veriyi aynı deneklerin profillerindeki diğer açık bilgiler ve "beğeni" etiketi koydukları paylaşımlarla bağlantılandırmayı başarmıştı. Bu eşleştirme sayesinde diğer Facebook kullanıcılarının sadece neleri beğendiğini girdi olarak alıp çıktı olarak bu kişilerin birçok özelliğini tahmin edebilen bir sistem geliştirilmişti. Bir kullanıcının ırkını %95, cinsel yönelimini %88, siyasi parti tercihini de %85 doğrulukla tahmin edebilmeniz için onun sadece 68 beğenisine bakmak yeterli oluyordu. Aynı yöntem mercek altındaki kişilerin zeka seviyelerini, dinlerini, alkol ve sigara kullanıp kullanmadıklarını, ebeveynlerinin boşanmış olup olmadığını da saptayabiliyor; dahası, bu kişilerin ileride karşılaşacakları bir seçimde ne karar vereceklerini sadece 10 beğeni ile iş arkadaşlarından, 70 beğeni ile arkadaşlarından, 150 beğeni ile ebeveynlerinden, 300 beğeni ile de hayat arkadaşlarından daha yüksek doğrulukla tahmin edebiliyordu.
Reklam
Friedrich Nietzsche denince, büyük olasılıkla akıllara ilk olarak onun meşhur “Tanrı öldü” sözü gelecektir. Bununla birlikte, o sözün ne için söylenmiş oldu sözün kendisi kadar bilinmez. Nietzsche bu sözünü tanrının var olmadığı ile ilgili metafiziksel bir yargıda bulunmak için değil, kendi çağında geçerli olan ahlak sisteminin ve değerlerin geçerliliği ile ilgili bir yorum olarak söylemiştir. Onun inancına göre; o güne kadar kabul gören ahlak sistemlerinin dayandığı esaslar çökmüştur. Nietzsche, kendi çağında ahlaki değerlerle ilgili bir kriz yaşandığını düşünmektedir. Bu kriz, risklerle birlikte fırsatlar da getirmiştir. Risklidir, çünkü kendimizi yeniden ve acilen inşa edemezsek nihilizme düşme ve tekrar barbarlık dönemlerine dönme olasılığımız vardır. Fırsat içermektedir; çünkü ufuk ilk kez açıktır; gemilerimizi her türlü tehlikeye rağmen sahile ulaştırmak mümkün gözükmektedir. Her tehlike aynı zamanda bir uyarıcıdır. Deniz, bizim denizimiz, belki de hiç olmadığı kadar açıktır. Hatta belki de bundan önce ‘açık bir deniz’ hiç var olmamıştı.
Kur'an tek başına yeterli değil midir? Hadislere gerek var mı?
İslam literatüründe Peygamberimizin sözleri, fiil ve davranışları ve onayladığı şeylere “ hadis” denir. Allah, Kur’an’ı her konuda insanlara aydınlatan, anlaşmazlık durumlarında aralarını bulan, onlara yol gösteren sevgili peygamberimize gönderdi. sonra ondan, gönderdiği mesajları insanlara ulaştırmasını, yani tebliğ etmesini istedi. Dolayısıyla
Bilimsel çalışmalar insan zihninin şu anda kalmaya programlanmamış olduğunu bize defalarca göstermiş durumda. Mesela The New York Times gazetesinde 19 Mayıs 2017 tarihli bir haberde derlenen çalışmalar, bu açık gerçeği gözler önüne seriyor. Haberdeki bir yorum oldukça dikkat çekici: Biyolojik adı Homo sapiens yani "düşünen insan" olarak konan insan türünün aslında bir diğer adı da rahatlıkla Homo prospectus yani "geleceğe yönelik insan" olabi lirdi. Zira geleceği düşünebilmemiz, gelecek için planlar kurabilmemiz bizi düşünen yahut bilge bireyler yapan belki de en önemli özelliğimiz. Sadece geleceği düşünmekle de kalmıyoruz; zihnimiz özellikle sıradan günlük problemlerle uğraşırken sürekli olarak gelecekteki olası durumların simülasyonları ile meşgul oluyor.
Sayfa 120Kitabı okudu
"Size Bay Butler’ı anlatayım," dedi. "Önceleri ötekilere göre hiçbir üstünlüğü yoktu. Babası bankada veznedardı. Yıllarca çektikten sonra Arizona’da veremden öldü ve Bay Butler, Charles Butler, dünyada yapayalnız kaldı. Babası Avustralya’dan gelmişti ve California’da hiç akrabası yoktu. Bir matbaada işe girdi. Birçok kere kendi
Sayfa 82 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
604 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.