Sosyal medyadaki eylemlerimizin hakkımızda saçtığı verinin önemi, 2016'da Birleşik Krallık'ın Avrupa Birliği'nden çıkışı ve ABD'deki başkan seçimi oylamalarının seçmenler hakkında bu şekilde edinilmiş bilgiye dayalı kampanyalar yürüten taraflarca sürpriz şekilde kazanılmasıyla gündeme geldi. İnsanları yeni deneyimlere açıklık, mükemmeliyetçilik, dışadönüklük, işbirliğine açıklık ve kolay üzülme boyutlarında konumlayarak kişiliklerine göre sınıflandırmak için kullanılan bir testi Facebook'ta insanların gönüllü şekilde doldurdukları anketlerin içine gömen psikologlar, ilk kez elde edebildikleri bu dev hacimli veriyi aynı deneklerin profillerindeki diğer açık bilgiler ve "beğeni" etiketi koydukları paylaşımlarla bağlantılandırmayı başarmıştı. Bu eşleştirme sayesinde diğer Facebook kullanıcılarının sadece neleri beğendiğini girdi olarak alıp çıktı olarak bu kişilerin birçok özelliğini tahmin edebilen bir sistem geliştirilmişti. Bir kullanıcının ırkını %95, cinsel yönelimini %88, siyasi parti tercihini de %85 doğrulukla tahmin edebilmeniz için onun sadece 68 beğenisine bakmak yeterli oluyordu. Aynı yöntem mercek altındaki kişilerin zeka seviyelerini, dinlerini, alkol ve sigara kullanıp kullanmadıklarını, ebeveynlerinin boşanmış olup olmadığını da saptayabiliyor; dahası, bu kişilerin ileride karşılaşacakları bir seçimde ne karar vereceklerini sadece 10 beğeni ile iş arkadaşlarından, 70 beğeni ile arkadaşlarından, 150 beğeni ile ebeveynlerinden, 300 beğeni ile de hayat arkadaşlarından daha yüksek doğrulukla tahmin edebiliyordu.