Bir parçası "Buraya senden önce gelmiş birisi vardı. Özü sözü bir, olduğu gibi görünen halis bir insan. Buralarda daha önce görmediğimiz bir kumaştan elbisesi, dünyaya fazla sokulmaktan haya eder bir hali vardı. Biz o vakit senin onu, onun da seni aradığı bilgisine agah değildik. Doğrusu, bir insanın başka bir insan için yola düşebileceğini hayal dahi edememiştik. Göz bebeklerinin içine doğrudan baktığımızda ancak, onun başka bir alemde başka ruhlarla baştan çıkmış dünya sürgünlerinden birisi olduğunu fark edebildik. Sürgünler o vadiden bu vadiye, saralı bir keşiş gibi düşüp kalkarak salınır. Elemde bir lezzet varsa eğer, bu en çok ayrılık eleminden yorgun düşmüşlere yakışır. Vuslatta değil aramaktadır o lezzet, bulmakta değil kaybolmaktadır. Aramayan kaybolmaz, kaybolmayan bulunmaz."