Yorum

Neşe isimli okurun asıl gönderisini gör
Neşe okurunun profil resmi
İletiye ilgi gösteren ve yorum yapan arkadaşlara toplu bir cevap niteliğinde olması için yazayım dedim. Ana dil konusunda her alanda çelişkilerle doluyuz. Yazı dilinden bir örnek vereyim: Birçok resmî belgede, basında saat ile dakikanın arasına iki nokta konuluyor. Oysa sınavlarda bunu yazım yanlışı kabul ediyoruz. Yani, söylediğimiz başka, uyguladığımız başka. Türkçe en eski yazılı metinlere sahip bir dildir. Ural ve Altay dilleri arasında en eski yazı dilidir. Geçilen tarih dönemleri ve kültürel etkileşim nedeniyle değişime uğramış olması elbette kaçınılmazdır. Anadolu Türkçesi’nin Orta Çağ’da Arapça ve Farsça’dan etkilenmesini buna örnek verebiliriz. Edebiyat yapmak amacıyla yola çıkılarak, özelikle yazılı Türkçe, Arpaça ve Farsça sözcüklerin istilasına uğramıştır. Bir tarafta yazılanı anlayamayan, diğer tarafta ise konuşulanı yazamayan bir kitle meydana gelmiştir. (Kendi milletine kendi diliyle seslenen halk ozanlarını bunun dışında tutalım.) Dil tek bir coğrafyaya sığdırılsın demiyorum. Düşünce ve hayallerimiz, bilim, sanat ve edebiyat dilin etkin kullanımı ölçüsünde yayılır. Benim itirazım, daha doğrusu endişem, eğitim dilimizi Türkçe olmaktan çıkarmanın getirdiği olumsuzlukların artarak çoğalmasıdır. Ve nerede duracaktır? Yoksa yabancı bir dili hor görmek kabul edilebilir mi? Elbette yabancı diller öğrenmeliyiz. Sebeplerini burada okuyan insanlara saymak son derece gereksiz olacak. Ancak ülkemizde yabancı diller öğretilmemektedir. Bu alandaki çalışmalar eksiktir ve eksik bırakılmaya devam etmektedir. Çareyi de millî eğitim dilimizi İngilizce yapmak olarak göstermekteyiz. Bunun üzerinde iyi düşünmek gerek. Türkçe isim kullanan kaç dükkân görüyorsunuz? Okullarımızda Türkçe dersini seven ne kadar öğrenci görüyorsunuz? Dilimize sahip çıkalım derken Türkçe’ye ait olmayan ne kadar sözcük varsa tasfiye edelim demiyorum ki. Çağın işleyişinin dillere etki etmesi kaçınılmazdır. Bu her zaman böyle olmuştur. Kimse Türkçe “us” sözcüğünü kullanmıyor; hepimiz Arapça kökenli “akıl” sözcüğünü kullanıyoruz. Yani diyorum ki, işi “gerçekleştirelim” demek varken “realize edelim”e vardıracak boyutlara getirmeyelim. Yoksa gitgide yozlaşmış bir dile sahip olacağız da ruhumuz duymayacak.
Mazlum Cengiz okurunun profil resmi
Aslında 'Türkçe' dersi sevilmesin diye küçük yaşta 'uygulama' değil 'ezber' bir eğitim dayatılıyor. Okumayı öğretemeden kitap okumayı dayatıyorlar. Çocuklar Türkçe yazmayı öğrenmeden 'İngilizce' kelimeler yazıp öğrenmeye çalışıyorlar. Derslerden değil eğitimden soğumuş durumdalar.Gözünü seveyim 'Beşeri münasebetler' dersi nerede diye insan üzülmüyor değil...Bu konu daha çok uzar gider. Ayrıca kaleminize sağlık başka konu paylaşımlarında görüşmek dileğiyle...
Neşe okurunun profil resmi
Mazlum Cengiz
Mazlum Cengiz
bizler de varız, umudunuz olsun. 😊 Değerlendirdiğiniz için sizin de yüreğinize sağlık.
Mazlum Cengiz okurunun profil resmi
Sizlerin çoğalması umuduyla 🌷
You need to log in to be able to comment.