Yorum

Anıl isimli okurun asıl gönderisini gör
Arda Çolakoğlu okurunun profil resmi
Genel anlamda güzel bir inceleme ama varılan sonuç yanlış. Gidişat güzel, ama çözüm yok. ''Ezilenlerin ezen fanatikliği'' diye Anıl beyin ifade ettiği durum şu zaman diliminde geçerli olsa bile geçmişte olmadığı, gelecekte de meçhul olduğu unutulmamalıdır. Tarihte ezilenler bir çok durumda ezen fanatikliğinde bulunmamıştır. Bunun kökeninin iyi araştırılması, kitabı inceleyen Anıl beyin öncelikli hedefi olmalıdır. Örneğin, Türkiye'de şu anki tablo böyleyken Fransa'da tamamen farklıdır. Yunanistan desen öyle. Yani bu yorum kısaca çok lokal ve genele hitap etmeyen bir yorumdur, artı tarihsel bir yorum değildir. Bu bir. İkincisi bu incelemede geçen o ''ilahi şeyin'' henüz(binlerce yıldan beri) tecelli ettiğini görmedik. Bir takım efsanelere dayanılarak bu böyle olmalıdır denilirse orada bir temelsizlik vardır. Bu temelsizlik emekçileri eksen alan bir sistemin öngörüleri hakkındaki soru işaretlerinden ve kuşkulardan kaynaklanmaktadır. Anıl beye ikinci tavsiyem bu yönde bu kuşkuları giderecek kitaplar okumasıdır, aksi taktirde Marx'ı anlamak öyle manga okumakla olacak şey değildir. İşte, bu kuşkuların(bu kuşkular aslında biraz da bizim burjuva değer yargılarıyla düşünmemizden kaynaklanıyor) giderilmesi, yani sosyalizmin de en az kapitalizm kadar dört ayaklı bir sistem olduğu, ekonomi politik alanda öncelikli olmak üzere, siyasi ve toplumsal alanlarda kapitalizmin yanından bile geçemediği bir sistem olmasının anlaşılmasıdır. Bu anlaşıldıktan sonra yok efendim ''uygulanan sosyalizm'' başkaymış da vaatler başkaymış gibi sorunlar önemsizdir. Herhalde zannediyorum ki koca soğuk savaş yılını da içeren 20. yüzyıla bakıldığında ''uygulanan sosyalizmin farklılığı''ndan ziyade ''ihanete uğrayan sosyalizm''in görülmesi için burada bir tarih profesörünün konuşmasına ihtiyaç yoktur. Bu da sosyalizmin hayal bir sistem olmasından değil, bu uğurda gerekli fedakarlığın sağlanamamasından kaynaklanır. Bırakın 20. yüzyılı, dönün 18-19. yüzyıla. Buralarda da bir arayışın olduğu görülecektir. Yani asıl çaresizlik sosyalizmin olmadığı bir dünyada emekçilerin mağdur edilmesidir(kitap tavsiye: Emile Zola-Germinal) . Sosyalizmin şöyle ya da böyle sorunlarının bulunmasını boş verin(bu sorun denilen şeylerin bir çoğunun palavra olduğunu ispat ederim) ama mevcut düzenden rahatsızsak sosyalizmden başka geçer bir yolumuz yok. İlahi müdahaleyi beklemektense insanın kendisinin harekete geçmesi, sömürüyü durduracak gücün kendinde olduğunun farkına varması o çok okunan ama anlaşılmayan uzun dünya klasiklerinin, romanların ANA FİKRİDİR. Ha, siz insanın sömürüsüz dünya hayalini ilahi şeylere bağlıyorsanız o zaman tarihi ve bilimi de buyurun çöpe atalım. Bunları da mı yok sayıyorsunuz? Peki, bunları yok saymak için geçerli sebebiniz ne? Sosyalizmin bu ülkede başarısızlığına dair son derece duygusal bir takım kuruntular ya da yerel bazı tespitler mi? İşte son olarak Anıl bey, bu sorulara da yanıt verin ki incelemenizdeki bariz kuşkular giderilsin. Umarım bu kuşkularınızın giderilmesinde bir nebze yardımcı olmuşumdur. ESENLİKLER...
Anıl okurunun profil resmi
Arda kardeşim güzel yorumun için teşekkür ediyorum. Öncelikle yaşının oldukça genç olmasına rağmen okumalarına ve araştırmalarına büyük saygı duyduğumu belirtmek isterim. Ama gel gör ki yukarıdaki yazım kapitalizm, sosyalizm ya da komünizm eleştirisi yahut değerlendirmesi değildir. Hayat tecrübelerimin desteği ile günümüze hicivli bir göndermedir. Günümüz eleştirisidir esasen. Gogol'un Palto'sunu okumuşsundur. Kitabın sonunda ana kahraman hayalete dönüşür ve makam sahiplerinin korkulu rüyası olur. Doğrusu bu bir fantastik son değildir tersine gerçek dünyaya bir sitemdir yani işlerin hep makam sahiplerinin tekelinde olacağına dair karamsar bir sonu ifade eder. Nereye varıyorum; ilahi bir müdahale ile değinmek istediğim işlerin düzelmesinin zorluğuna karamsar bir bakış açısıdır. Açıklamam ile görüyorsun ki ne tarihi ne de bilimi çöpe atmış değilim. Yazım bilgi verici yahut proffesyonel bir değerlendirmenin ötesinde edebiyat oyunlarının olduğu naçizane bir dışa vurumdur. Tekrardan yorumun için teşekkür ederim bu açıklama umarım yeterli olur senin için. Sağlıcakla kardeşim.
Arda Çolakoğlu okurunun profil resmi
Sevgili Anıl, zaten ben bu incelemendeki karamsarlığı görmezden gelmedim. İlahi müdahale derken asıl olayın karamsarlıktan kaynaklandığını görmemek mümkün değildi ve ben zaten ona ''kuşkular'' demişim. Bu kuşkuları gidermek için gerekli olan şeyleri de ardından söylemişim. Öyle olsaydı ben sadece ilahi müdahale vb. şeylerin saçmalığından söz ederdim ama bundan söz eden bir insanın kaynağını karamsarlıktan almaması mümkün olmadığı için esas olarak ona değinmişim. Gogol'den bahsetmişsiniz. Gogol Palto'da ''böyle gelmiş ama böyle gider mi?'' der. Nihayetinde bu, doğru bir yaklaşımdır çünkü düzenin adaletsizliği farkedilmiştir. Ancak bizi Gogol'ün döneminden ayıran şey, onun döneminde sosyalizm namına bir şeyin bulunmaması, feodal Çarlık sisteminin işçiler, köylüler ve alt sınıflar üzerinde yarattığı baskının (Anna Karenina'da insan psikolojisi üzerinde yarattığı baskı, Bir Delinin Anı Defteri keza öyle) o dönemde ''yahu hiç mi buna karşı çıkan yok?'' diye sitem edilmesine ve dönemin Rus yazarları tarafından eleştirilmesine neden oldu. Yani onlarda sosyalizm henüz yok, ama öyle bir sistemi önemseyen çok. Bizde ise tam tersine sosyalizm diye bir şey var, ama onu önemseyen yok. İşte o karamsar bakış açısı Gogol zamanından düşünüldüğü zaman bu yüzden ilerici sayılabilir ama şu anda gerici bir tutum. Çünkü yine sosyalizmi önemseyen yok.
Anıl okurunun profil resmi
Teşekkürler sevgili Arda :)
You need to log in to be able to comment.