insan da bir hayvandır, o halde veganlık insan sömürüsünü de içermelidir; başka insanların sırtına basarak, emeklerini sömürerek vegan olunca tutarsızlık olmuyor mu? burjuveganlar diyorum ben öyle yapanlara.
İnsanlar, diğer hayvanlardan farklı olarak, ahlaki fail durumundayken, hayvanlar, yalnızca ahlaki müteessir durumundadır. Bu, insan ile diğer hayvanları birbirinden farklı kılar ve veganlığın insan harici hayvanlara dair bir şey olmasının sebebidir.
Ücretli emek sömürüsüyle hayvan kullanımının aynı şey olduğunu söylemek, ücretli emek sömürüsüyle üretilen şeyleri tüketmek ahlaken kabul edilebilir ise, hayvan kullanımıyla üretilen şeyleri de tüketmemizin de ahlaken kabul edilebilir olacağı anlamına gelir. Bu durumda veganlığı savunmanın olanağı zaten kalmaz. Oysa, ücretli emek sömürüsünde söz konusu olan yalnızca emek sömürüsü iken, insan harici hayvanların kullanımı, bu hahvanlar ahlaki fail durumunda bulunmadıkları için, zorunlu olarak, mal ve kaynak muamelesi görmeleri anlamına gelir.
Elbette, ücretli emek sömürüsü de sömürüdür ve dolayısıyla adaletsizliktir. Ama veganlığın insan harici hayvanlara dair bir mesele olmasının, bununla bir ilgisi yok.
İnsanın insan harici hayvanların farksız olduğu kabul edildiğinde, bebeğin annesinin sütünü içmesinin veganlığa aykırı olduğu gibi iddialar da gayet haklı iddialar haline gelir.
tamamen aynı şey olduğunu iddia etmiyorum, veganlığı insan emeği sömürüsüyle bağlantısı yokmuş gibi değerlendirmek bana göre değil, şu zamanda da alınıp satılabilen insan köleler var, siyahlar ve kadınlar, onları nereye koyacağız? vegan steve jobs'un ürettirdiği apple marka ürünlere materyal çıkarmak için üç kuruşa çalışan 5 yaşındaki afrikalı çocuğu nereye koyacağız? ayrıca, etik veganlık doğal durumu değil de insanmerkezci durumu savunuyor gibi görünür, kedileri vegan mama ile beslemeyi savunduğu gibi, aslanların da vegan olmasını savunmasına şaşırmazdım. son olarak, tüm memeliler kendi annesinin sütünü içiyor zaten, buzağı ineği sömürmediğine göre.
İnsan kölenin durumu ile mal ve kaynak muamelesi gören insanın durumu aynı, evet ve ikisine karşı da aynı şekilde tutum almak gerekiyor. Yani, insan kölelerin kullanılmasıyla üretilen bir ürünü, vegan olsa dahi kullanmayacağız. Ama, bu durumda da, veganlık, hala, insan harici hayvanlara dair bir şey olmaya devam ediyor. Bu ikisi, ancak, "köle kullanmama/kölelerden yararlanmama" üst kategorisi içerisinde bir arada bulunabilir ve üst bir kategoride bir arada bulunmaları, aralarındaki farklılığı ortadan kaldırmaz
Vegan mama, kedilerin afiyetle yediği ve bir kedinin ihtiyacı olan tüm besin öğelerini ihtiva eden bir mamadır. Üstelik, başka hayvanlar için yaptığımızda da, hayvan kullanımında bulunmaya hakkımız yok. Bir de ortada bir zorunluluk durumundan bahsedemiyorsak, bunu yapmanın veganlık çerçevesinde kabul edilemez bir şey olduğu, gayet açık.
Aslan ya da kedi avlandığında, bunu ahlaki fail olmayan bir özne olarak yapar. Ayrıca, doğadaki bir aslan, evcil kediden farklı olarak, yaşamını sürdürebilmek için avlanmak zorundadır; bu yüzden, bir an için aslanın ahlaki fail olduğunu kabul etsek bile, avlanması keyfi bir eylem olmadığı için, ahlaken kabul edilemez olan bir şey yaptığını söyleyemeyiz. Ama söylediğim gibi, aslan, kedi gibi ve diğer insan harici hayvanlar gibi ve biz insanlardan farklı olarak, ahlaki fail olan bir özne değildir.
İnsan bebeğinin insan annenin sütünün içmesinin meşruluğu, onun insan yavrusu olmasından ileri gelmez. Mesele, sütünü rızası dışında aldığımız bir kadının sütüyle bir insan bebeğini beslediğimizde de, yine kabul edilemez bir şey yapmış oluruz. İnsan bebeğinin insan annenin sütünü içmesinin meşruluğu, insan annenin, rızası anlamlı olan bir kimse olmasından ve sütünü bebeğe rızası dahilinde vermesinden ileri gelir.
vaktim olunca daha uzun yazacağım ama ilk paragrafı pek anlayamadım, kölelik insanlığa yakışmayan bir durum mu? sadece hayvanlar mı köle olabilir yani kölelik hayvanca bir şey mi?
şimdi ben 4 yıldır veganım, seni bilmiyorum, abolisyonist veganların fikirlerini ezbere biliyor sayılırım, bu tarz söylemleri çok okudum, veganlık konusunda yeni bir şey duymak zor, eski ezberlerin tekrarlarını zaten biliyorum, aynı şeyleri anlatmak zorunda kalma diye diyorum, bence sen beni anlamaya çalışmalısın, yazdıklarını da bilerek bir şeyler yazmaya çalışıyorum çünkü, ama karşındaki kişi tüm bunları bilmeyebilirmiş gibi yazma çabanı da takdir ediyorum elbette, genel olarak düşüncelerini detaylıca ifade etmeye çalışman değerli, o yüzden takip etmeye devam edeceğim, tahminen savunduğunu düşündüğüm abolisyonist veganlığa ve anarşizme katılmasam da.
İlk paragrafta söylediğim; kaynak olarak kullanılan hayvan da, insan köle de birilerinin malı konumunda bulunduğu için, bu ikisinin durumunun aynı olduğu; ikisinin de, mal kategorisinde bulunmaları yönleriyle ortaklaştıkları.
Veganlıkla ilgili savunduğum görüşler, pek çok noktada abolisyonist veganlarınkine paralel, evet. Senin savunduklarının da, başka veganlık anlayışlarıyla paralellik arz etmesi gibi. Dahası, her ikimizin savunduğu görüşlerin temelindeki fikir ve kavramları, veganlık kavramının ortaya çıkışından çok daha gerilere kadar izleyebiliriz. Yeni bir şey söylemek için, doğruluğuna inanmadığımız görüşleri savunmamız ya da yeni görüşler ortaya atmamız beklenemeyeceğine göre, bunun bir mesele teşkil ettiğini düşünmüyorum.
Anarşizmin, şu bağlam içerisinde, konuyla bir alakası yok zaten.
You need to log in to be able to comment.