Askere gittiğim ilk gün beni de kar karşılamıştı. Bir an o günlere gidiverdim :) Ayrıca askerliğin tek cümleyle özeti niteliğindeydi şu cümleniz: "Bir yandan biz kürüyoruz, bir yandan yüce mevlam yağdırıyor." İşte askerliğin esas meselesi ve çelişkisi bu. Kar yağarken kar küremek... Asla bitmeyecek bir işi bitirmeye çalışmak :) Elinize sağlık, çok hoş bir inceleme olmuş.
8 yıl oldu Semih hala dün gibi aklımda. Ne bere var ne eldiven var. Sadece kamuflajları almışız onlarda Allah'a emanet, ya geniş ya büyük falan :) Kısa dönemiz ya poşet hadi beyler çıkın da askere geldiğinizi anlayın dediler o gün anladım zaten :) Ankara'ya da sağlam kar yağardı 337 Ksd. Aralık dönemi.
361 KD olarak yaptım ben de. Kasım celbiydi; ama tıpkı senin gibi Aralık ortasında birliğe katılmıştım. Ağrı Doğubeyazıt'ta -28 dereceyi de gördüm bir gece nöbetinde... Ama beresiz eldivensiz kar küremek efsane bir olay olmuş. Çok geçmiş olsun. Ayrıca Ankara'nın soğuğunu çektiysen 2 yıl hasta olmamışsındır :)
Akşam teslim olduk sabah kahvaltı sonrası hoş geldiniz partisi :) Ben de -30 ları falan gördüm. Termometre vardı baya yüksekte bir yerde, her yerden görünüyordu. Sanki bize inat gözümüze gözümüze sokuyorlar bakın bakın daha da üşüyün diye :) Yani baya soğuk yedik ama hastalık konusunda pek işe yaramadı sanki. Tabii sık sık da hasta olmadım, normal diyelim :)
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.