Merhabalar, ben de bu diyaloğa bodoslama girmek istiyorum. Çeviri de günümüzde esasen bir edebiyat türü olarak gelişmekte bulunuyor. Çeviride bağlılık, harfi harfine çeviri mümkün değildir zannımca. Zira her milletin kendine has bir kültürü vardır.
Cemal Süreya'nın bu konuyla ilgili bir pasajını alıntılarsak: "İki kültürün, iki yapının, iki yaratıcının kendiliğinden birbirine bitişmesi, çınlamasıdır çeviri." Bu bence çeviri için yapılmış en açıklayıcı tanımlardan birisidir.
Peki çeviri sorunsalı nasıl çözümlenebilir? Bunu da en basit şekliyle ünlü çevirmen Maurice Coindreau şöyle açıklamış: "Yapıt, öyle çevrilmeli ki, okurda onun bir çeviri olduğu izlenimi uyanmamalı. Başka bir deyişle, çevirmen bir yandan asıl metne tam bağlılığını yitirmemeli, bir yandan da tam anlamıyla ayrılmalı ondan; bağımlı olmamalı."
Kısaca işin özü şu ki, şiir çevirisi yapan kişi kendi karakterinden çıkarak yazarı anlamalı ancak aidiyetini kaybetmeyerek ulusumuzun diliyle bize tercüme etmelidir.