Yorum

bhmflzf isimli okurun asıl gönderisini gör
Rahime okurunun profil resmi
Ben de şunu merak ediyorum, seçmemek soyut manada özgür olmayı kazandıracakça, somut manada bize artısı ne olacaktır? Seçmek veya seçmemek bana göre bir tercihtir. Mevcut siyasi partiler içinde, kişinin kendi kriterlerini karşılayacak potansiyelde bir parti olmayışından dolayı tercihini hiç bir partiden yana kullanmak istemeyişini anlarım ama bunu özgürlüğe yaklaşmak ile ilişkilendirilmesi anlamsızdır bana göre. Ayrıca, temeli halk egemenliğine dayanan Cumhuriyet sisteminde, seçmemek özgürlüktür demek, bu uğurda mücadele vermiş insanlara büyük haksızlıktır. Nihayetinde Cumhuriyet ile yönetenini seçme hakkı, halka verilmişken halk bu sorumluluğunun bilincinde olup sonuna kadar kullanmalıdır bu hakkını. Yani demem o ki seçmek bana iktidarı belirleme hakkını vermişken, seçmemenin halk açısından kazanımı nedir?
bhmflzf okurunun profil resmi
İlk önce özgürlük zaten soyutta olması önemli değildir önemli olan somutta olmasıdır.Öncelikle seçim nedir nasıl olur gibi sorulara bakmak gerekir. Bu konuda hemfikir olduğumuzu varsayarsak seçimler sadece demokratik yönetimler de olmadığını sizde biliyorsunuzdur. Peki Demokrasi dersek demokrasilerde çoğulculuğun merkezde olduğunu görürsünüz peki bizde var mı maalesef çünkü bizde çoğunluğun yönetimi mevcut peki bunun karşılığı var mı tabiki Dahl bunu Poliarşi diye ifade etmiş. Yani çoğunluğun yönetimi demokrasi değil poliarşidir. Peki demokrasilerde olmazsa olmazlardan diğeri muhalefetin (buraya dikkat ) iktidar olma ihtimalinin olmasıdır. Var mı? Muallakta...Hak kavramına bakarsakta kullanmayın demek kullanın demek kadar abes benim için lakin her hakta kullanılmıyor biliyorsunuzdur yani devlet vermiş kullanalım diye birşey yok. Yoksa siyasi haklarımızda seçilmek hakkı da var herkesin seçilmek istediğini düşünsenize seçecek kimse kalmaz. Peki mevcut siyasi partiler yeterli mi nitelik olarak. Beni temsil. edeceğine inanmadığım bir partiye neden oy atayım veya mecburiyetim olmalı mı? Cumhuriyetin temeli halk egemenliğine dayanıyor olması demokratik olduğu anlamına gelmiyor biliyorsunuzdur. Onun için teoride değil pratikte demokrasi ve cumhuriyet gereklidir. Bu uğurda savaşıldı yoksa kağıt üstünde özgür olan ve yönetimi cumhuriyet olan birçok devlet var dünya üzerinde.
Rahime okurunun profil resmi
Bu yorumunuzu aşağıda okumuştum zaten. :) Mevcut siyasi partileri yeterli görmüyorsanız hiç birini seçmemek bir tercihtir, özgürlüğe yaklaştıran bir durum değildir. Benim itirazım buraya. Mevcut Demokrasiyi çoğulcu bir yönetim olarak görüyorsunuz, peki ideal demokrasi nasıl olmalıdır? Ya da ideal demokrasi olduğu zaman yönetimdekiler çoğunluğa göre belirlenmeyecek mi?
bhmflzf okurunun profil resmi
Kusura bakmayın makale okuyordum sizede cevap vermeyerek kabalık yapmak istemedim:) Demokrasiyi kendime göre değerlendirmedim siyaset sosyolojisinde demokraside olması gereken kıstaslardan ikisini yazdım. İdeal demokraside partiler çok önemli değildir çünkü sistem oturmuş ve kendini sürdürmektedir.En basitinden mesela eğitim politikası 30 40 yıllıktır A veya B partisinin gelmesi pek önemli değildir.Demokrasinin oturmuş olduğu sistemlerde pozitif siyaset olur negatif siyaset değil yani siz ne yapacağınızdan söz edersiniz ve seçmen zaten size hizmetlerinize oy verir partizan bir sistem yoktur. Bunlar siyaset sosyolojisi diyor ve bende bu fikirlere katılıyorum.
Rahime okurunun profil resmi
A veya B partisinin gelmesi bence de önemli değil. Önemli olan bu partilerin geliş şekli. Sonuçta belli bir çoğunluğa göre karar veriliyor. Demokrasinin oturmuş olduğu sistemlerde de çoğunluğun tercihi iktidarda olacağına göre her çoğunluğu poliarşi olarak değerlendirmek doğru olmaz. Aslında burada yazarın hatası var. Verdiği örnekle adeta oy kullanmayın diyor, hâlbuki kamu spotları oyunuza sahip çıkın diyor. Kısacası oyuna gelmeyelim, oyumuzu kullanalım. :)
bhmflzf okurunun profil resmi
Demokrasilerin oturduğu sistemler çoğunlukçu anayasayla değil çoğulcu anayasaya dayanıyor. En iyi demokrasi tarzı üstten aşağıya doğru gidiyor. Ayrıca o demokrasi tarzında kaçıncı olduğu. Türkiye'nin demokrasisi kaçıncı oldu Çalışama ve değerlendirmeleriyle uluslararası güvenirliğe sahip olan THE ECONOMİST dergisi, Özgürlük ve Demokrasi, Vatandaş Özgürlükleri, Devlet Fonksiyonları, Politik Katılım, Politik Kültür, değerleri esas alınarak ülkelerin demokrasi durumunu gösteren çalışmalar yapıyor. Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen ve onaylanan THE ECONOMİSTDERGİSİ’NİN araştırmasında ülkelerin demokrasi durumu ölçülüyor, demokrasideki gelişmeleri ve sıraları belirleniyor. TABLODA GÖRÜLDÜĞÜ GİBİ 2007 YILINDA: 28 ülke, siyasi partiler içinde demokrasinin olduğu, partilerde kararların çoğulcu ve katılımcı anlayışla alındığı, gücünü halktan alınarak siyaset yapıldığı, temel hak ve özgürlüklerin güvenceye altında olduğu, yüksek düzeyde insani gelişmenin yakalandığı, çok partili demokratik parlamenter sistemle “işleyen demokrasi” (tam demokrasi) ile yönetilen ülkelerdir. 54 ülke, siyasi partiler içinde demokrasinin tam olarak işlemediği, partilerde karaların çoğulcu ve katılımcı anlayışla alınmadığı, orta düzeyde insani gelişmenin düzeyini yakalandığı, demokratik rejimi inşa etmiş ancak demokrasinin işleyişinde bazı sıkıntıların/eksiklerin olduğu, çok partili demokratik parlamenter sistemle, kusurlu demokrasi ile yönetilen ülkelerdir. 30 ülke, siyasi partiler içinde demokrasinin olmadığı, ülkede seçimlerin tam anlamıyla özgür ve hilesiz olarak yapılamadığı, hükümetin diğer siyasal partiler ve halk üzerinde seçim öncesi ve seçim sürecinde baskı kurabildiği, siyasal katılımın az ve demokratik siyasal kültürün düşük seviyede olduğu, sivil toplum örgütlerinin zayıf ve genelde devlet ya da hükümet tekelinde olduğu, medya ve gazetecilere yönelik yoğun baskıların yaşandığı , hukuk devleti anlayışının henüz oturmadığı, yolsuzlukların yaygın olduğu, nüfuslarının büyük kısmı, yoksulluk sınırının altında yaşayan, çok partili demokratik parlamenter sistemle, karma rejimle (Hybrid-melez demokrasi) ile yönetilen ülkelerdir. - Recep Tayyip Erdoğan, Kasım 2002 seçimlerinde “YASAKLARI, YOKSULLUĞU ve YOLSUZLUKLARI” ortadan kaldırma, Türkiye’yi demokratik bir toplum yapma sözünü vererek iktidara geldi. Erdoğan’ın (AKP’nin) 5 yıl süren iktidarı sonrasında 2007 yılında Türkiye, karma rejimle (Hybrid-melez demokrasi) yönetilen 30 ülke arasında 6. sırada, toplam 167 ülke arasında 88. sırada yer almaktadır. 55 ülke, ülkenin tek kişinin aldığı kararlarla yönetildiği, demokrasinin, hak ve özgürlüklerin olmadığı, seçimlerin hiç yapılmadığı ya da göstermelik olarak yapıldığı, halkın yönetime katılmadığı, medyanın tamamen devletin kontrolünde ve gazeteciler üzerinde büyük bir baskıların olduğu, ekonomik olarak gelişmemiş, halkı yoksulluk sınırının altında, büyük kısmı ise açlık sınırının altında yaşayan otoriter rejimleyönetilen ülkelerdir. 2015 YILINDA: 20 ülke, işleyen demokrasi (tam demokrasi) ile yönetiliyor. 59 ülke, kusurlu demokrasi ile yönetiliyor. Türkiye’nin arasında yer aldığı 37 ülke, karma rejimle (Hybrid-melez demokrasi) yönetiliyor. 51 ülke, otoriter rejimle yönetilmektedir. - 2007 yılında karma rejimle (Hybrid-melez demokrasi) yönetilen ülkeler arasında yer alan Türkiye, 2015 yılında da yine bu ülkeler arasında yer almıştır.   - 2007 yılında karma rejimle yönetilen ülkeler arasında 6. Sıra yer alan Türkiye, 2015 yılında 12 sıra gerileyerek 18. Sıraya düşmüştür. - 2007’de 167 ülke arasında 88. sıra yer alan Türkiye, 2015 yılında 97. sıraya düşmüştür.   Kasım 2002 seçimlerinde YASAKLARI, YOKSULLUĞU ve YOLSUZLUKLARI” ortadan kaldırma, Türkiye’yi demokratik bir toplum yapma sözünü vererek iktidara gelen Recep Tayyip Erdoğan (AKP) 14 yıldır büyük bir meclis çoğunluğu ile tek başına iktidarda ve ülkeyi tek başına aldığı kararlarla yönetiyor. Karma rejimle (Hybrid-melez demokrasi) zaten eksik ve yetersiz demokrasi ile yönetilen Türkiye Erdoğan’ın yönetiminde 2007-2015 arasında 8 yılda demokrasisi, her yıl 1.5sıra gerileyerek 6. Sıradan 18. Sıraya gerilemiştir. 167 ülke arasındaki yeri, 88. sıradan 97. sıraya düşmüştür. Türkiye otoriter rejime doğru hızla yol almıştır.   Halk arasında yayın olarak kullanılan bir ata sözü var. EK: THE ECONOMİST DERGİSİ DEMOKRASİ ENDEKSİ ARAŞTIRMASI 2007 (Ölçüm yapılan ülke sayısı 167) İŞLEYEN DEMOKRASİ İLE YÖNETİLEN ÜLKELER İsveç, İzlanda, Hollanda, Norveç, Danimarka, Finlandiya, Lüksemburg, Avustralya, Kanada, İsviçre, Yeni Zelanda, Almanya, Avusturya, Malta, İspanya, Amerika Birleşik Devletleri, Çek Cumhuriyeti Portekiz, Belçika, Japonya, Yunanistan, Birleşik Krallık, Fransa, Mauritus, Kosta Rika, Kosta Rika, Slovenya, Uruguay (28) KUSURLU DEMOKRASİ İLE YÖNETİLEN ÜLKELER Güney Afrika Cumhuriyeti, Şili, Güney Kore, Tayvan, Estonya, İtalya, Hindistan, Botswana, Kıbrıs, Macaristan, Cape Verde, Litvanya, Slovakya, Brezilya, Letonya, Panama, Jamaika, Polonya, İsrail, Trinidad ve Tobago, Bulgaristan, Romanya, Hırvatistan, Ukrayna, Meksika, Arjantin, Sırbistan, Moğolistan, Sri Lanka, Karadağ, Namibya, Papua Yeni Gine, Surinam, Moldova, Lesotho, Filipinler, Endonezya, Doğu Timor, Kolombiya, Makedonya, Honduras, El Salvador, Paraguay, Benin, Guyana, Dominik Cumhuriyeti, Bangladeş, Peru, Guatemala, Hong Kong, Filistin, Mali, Malezya, Bolivya (54), KARMA DEMOKRASİ İLE YÖNETİLEN ÜLKELER Arnavutluk, Singapur, Madagaskar, Lübnan, Bosna-Hersek, Türkiye (6. sıra),Nikaragua, Tayland, Fiji, Ekvador, Venezuela, Senegal, Gana, Mozambik, Zambia, Liberya, Tanzanya, Uganda, Kenya, Rusya, Malavi, Gürcistan, Kamboçya, Etiyopya, Burundi, Gambiya, Haiti, Ermenistan, Kırgızistan, Irak (30) OTORİTER DEMOKRASİ İLE YÖNETİLEN ÜLKELER Pakistan, Ürdün, Komorlar, Fas, Mısır, Ruanda, Burkina Faso, Kazakistan, Sierra Leone, Nijer, Bahreyn, Küba, Nijerya, Nepal, Fildişi Sahili, Beyaz Rusya, Azerbaycan, Kamerun, Kongo Cumhuriyeti, Cezayir, Moritanya, Kuveyt, Afganistan, Tunus, Yemen, Çin, Svaziland, İran, Sudan, Katar, Umman, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Vietnam, Gabon, Bhutan, Zimbabve, Tacikistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Angola, Cibuti, Suriye, Eritre, Laos, Ekvator Ginesi, Gine, Gine Bissau, Suudi Arabistan, Özbekistan, Libya, Türkmenistan, Myanmar, Togo, Çad, Orta Afrika Cumhuriyeti, Kuzey Kore (55) THE ECONOMİST DERGİSİ DEMOKRASİ ARAŞTIRMASI ENDEKSİ 2015   (Ölçüm yapılan ülke sayısı 167) İŞLEYEN DEMOKRASİ İLE YÖNETİLEN ÜLKELER Norway, Iceland, Sweden, New Zealand, Denmark, Switzerland, Canada, Finland, Australia, Netherlands, Luxembourg, Ireland, Germany, Austria, Malta, United Kingdom, Spain, Mauritius, Uruguay, United States of America (20) KUSURLU DEMOKRASİ İLE YÖNETİLEN ÜLKELER Italy, South Korea, Japan, Costa Rica, Czech Republic, Belgium, France, Botswana, Estonia, Chile, Taiwan, Cabo Verde, Portugal, Israel, India, Slovenia, South Africa, Lithuania, Cyprus, Greece, Jamaica, Latvia, Slovakia, Timor-Leste, Panama, Bulgaria, Trinidad and Tobago, Poland, Indonesia, Argentina, Brazil, Croatia, Ghana, Philippines, Hungary, Suriname, Tunisia, Serbia, Romania, Dominican Republic, El Salvador, Mongolia, Colombia, Lesotho, Peru, Mexico, Hong Kong, Malaysia, Sri Lanka, Moldova, Paraguay, Namibia, Zambia, Singapore, Senegal, Guyana, Papua New Guinea, Macedonia, Montenegro, (59) KARMA REJİM (HYBRİD-MELEZ DEMOKRASİ) İLE YÖNETİLEN ÜLKELER Guatemala, Albania, Georgia, Ecuador, Honduras, Bolivia, Bangladesh, Benin, Ukraine, Mali, Fiji, Tanzania, Malawi, Kyrgyz Republic, Kenya, Nicaragua, Uganda, Turkey (18), Thailand, Venezuela, Liberia, Bhutan, Lebanon, Madagascar, Bosnia and Hercegovina, Nepal, Burkina Faso, Morocco, Nigeria, Mozambique , Palestine, Sierra Leone, Pakistan, Cambodia, Myanmar, Iraq, Armenia (37) OTORİTER REJİM İLE YÖNETİLEN ÜLKELER Mauritania, Algeria, Haiti, Jordan, Kuwait, Niger, Ethiopia, Gabon, Comoros, Cameroon, Belarus, Vietnam, Cuba, Togo, Angola, Côte d’Ivoire, Russia, Egypt, Qatar, Guinea, China, Swaziland, Rwanda, Kazakhstan, Zimbabwe, Oman, Gambia, Congo (Brazzaville), Djibouti, Bahrain, Afghanistan, United Arab Emirates, Azerbaijan, Burundi, Sudan, Eritrea, Libya, Yemen, Laos, Iran, DRC, Uzbekistan, Tajikistan, Guinea-Bissau, Saudi Arabia, Turkmenistan, Equatorial Guinea, Central African Republic, Chad, Syria, North Korea (51)
Rahime okurunun profil resmi
Beni yanlış anladınız sanırım. Ben Ak parti propagandası yapmıyorum bunları niye yazdığınızı anlamadım. Hadi yazdınız, ideal demokrasiye seçmemeyi seçerek ulaşacağımızı da sanmıyorum. Ülkede neler olup bittiğinin ben de farkındayım ama eylemsizlik şu an ki durumumuzda bizim için lüks. Yani herhangi bir iskandinav ülkesi olsaydık, seçmemeyi seçerek yöneticelere bir cevap vermiş olurduk ama bizim gibi gelişmekte olan bir ülke için bu biraz şımarıklık olur. Mevcut yönetimden memnun değilsek alternatiflere şans verilmeli. Saplantılı şekilde partizanlıktan ziyade kişi ülke çıkarlarına göre kararını verip tercihini o yönde yapmalı. Önemli olan, bilinçli seçmen kitlesinin oluşmasıdır. Zaten seçmen bilinçli olur, iktidarın hatası karşısında gözünün yaşına bakmaz diğer alternatiflere yöneldiği takdirde iktidar hep tetikte olacaktır ve demokrasi kağıt üzerinde kalmayıp pratikte de kendine yer bulacaktır. Kısacası seçmemeyi tercih etmektense, seçip sürekli denetim halinde olmayı öğütlemek bana göre daha doğru bir davranış olur.
bhmflzf okurunun profil resmi
Beni yanlış anladınız sanırsam ben sizi birşeyle itham etmiyorum 95 yıllık cumhuriyet içinde aynı şeyleri düşünüyorum. Sadece ideali savunuyorum ben.
Rahime okurunun profil resmi
Ben de ideal olmayanı savunmuyorum zaten. Bu konu gereğinden fazla uzadım sanırım. İyi geceler, sağlıcakla kalın.
You need to log in to be able to comment.