İşte ana sorun da o bence, yani dediğin gibi ben direk brush modunda fırça sinek gibi düşündüm belki. Ama Türkçede de kullanmıyor muyuz aynı kelimeyi aynı anda iki farklı anlamda. Yazanın beyninin içine girmeyince anlayamayız kesinlikle çoğu şeyi, sadece yorum yaparız. Düz yazıda nispeten daha kolay oluyor bu-bazılarında o da zor -, ama şiirde, özellikle Emily Dickinson gibi Ana dili ingilizce olanların bile kafasını karıştıran birisi olunca çok daha zor oluyor. Şimdi çeviriler arasında normal bir şiir okuyucusu olarak en güzeli-en güzel çeviri değil- Necip'in ki. Ama ben Emily Dickinson'un - İyi tanımıyorum, yorum yapıyorum sadece - öyle etrafa neşe saçan, standart 19.yüzyıl romantik kadın edebiyatçısı olmadığını düşünüyorum ve bu kadından umut/sevgi vb. dolu şeylerin oldukça zor çıkacağına inanıyorum. O yüzden o yarı gülümseme yarı küçümseme, ya da önem vermeme olarak çevrilecek şeyi acımasızca olarak çevirdim, sinekle yaza aynı hisle yaklaştığını düşündüğüm için. Sevgilisini biraz da sadistçe bir tutkuyla bekleyen bir kadın gibi belki de. Bu kadar şeyden bunu çıkarmak abes diyebilirsin belki ama o da benim saçma hayal gücümden kaynaklanıyor belki. Süpürmek direk olarak geçmiyor metinde, kovmak en doğrusu belki, ama o fırça, ya da bay geçmek kelimesinden benim aklıma gelen oydu, yukarıda açıkladığım gibi. Ve her zaman.söylediğim gibi göreceli hepsi:)