Atatürk'ün siroza bağlı hastalıktan değil siroz belirtileri ile başlayan yavaş yavaş iç organlarını iflasa götüren iç ve dış düşmanlar tarafından yavaş yavaş zehirlenerek bu dünyadan ayrılmasını sadece bu kitap değil çeşitli kaynaklarda yazar. Ayrıca konunun Bediuzzam Hz.leriyle ilgisi nedir anlamadım doğrusu. Ve oradaki "haşa" ifadesi gereksiz bir kullanım olmuş. Konusu geçen Beddiuzzam 20.yy'ın Kürt İslam âlimi olarakda bilinen müfessir ve yazarıdır. Yani ne Yaradandır ( haşa) ne de peygamber (haşa)
Kaldı ki kendisi zehirlenerek mi öldü bilinmez ama, 1960 senesinde kardeşiyle Şanlıurfa'da otel odasındayken akşam namazını kıldıktan sonra lendini iyi hissetmiyor ve vefat ediyor. niye haşa diye yazma gereği duydunuz ki. Haşa kelimesi Allah'a şirk koşanlar için kullanılır ya da kendini Allah ile bir tutanlar için kullanıldığı gibi. Kitap ayrıca devlet arşivlerinden temin edilmiş resmi belgelerle yazılmıştır. Belgelerin fotoğrafları da kitapta mevcuttur. Okumanız, temennisiyle...