Yavaş yavaş benziyoruz birbirimize, düşünceler, yaşam tarzları, estetik müdahaleler vs. Aynı makyajı yapan, aynı hazır ürünü giyen ve yiyen, aynı şeyleri izleyip, aynı kitapları okuyan insanlar ordusuyuz, dolly'den sevimsiz.
Ne yazık ki öyle, arzu edilen kalıba ne kadar eksiksiz uyarsak o kadar rahat kontrol ediliriz. Gerçek manada insanların kendi başına alabildikleri kararları ve bağımsız düşünceleri yok edilmiş gibi geliyor bazen. Sistemin dışına çıkmak gerçekten çok zor. Bu dar alana uymaya sıkıştırılıyoruz.
Kesinlikle öyle, çemberin dışı ise koca bir yalnızlığı ve imkan sanılanlardan mahrum bırakılmayı doğuruyor.. Ne yaparsak yapalım sistem bizi esir almış durumda, kurtuluş yolu var mı bilemiyorum ama bu klonlaşmadan, her şeyin ticaretinin yapılmasından, herkesin birbirine benzemek için sahte dokunuşlarından çok yoruldum.
Yorulmamak imkansız, kabul görmüş tüm normların etki alanından uzak bir nokta bulmak gerek belki. Bunun içinse toplumu ve tüm otoriteyi reddetmek, mutlak bir yalnızlığı göze almak ve bununla yetinmeyip yarattığımız bu soyutlanmış dünyada hayatı idame ettirebilme güç ve azmine sahip olmak olmalı. Tabii peşini bırakırsalar. Aklıma sık sık geliyor ama uygulamaya iş gelince bozuk atıyorum. En kötümüzün bile kaybedecek az çok bir konforu vardır, itiraf etmeliyim ki ben de esir alınmışlardanım. :(