Yorum

Gerçeğin Kitabı isimli okurun asıl gönderisini gör
Emre Taştankaya okurunun profil resmi
"Cündioğlu bu kitabı üstü kapalı olarak Kuran'ın çevrilemeyeceğini savunmak, Kuran'ı çevirisinden anlama umudunu kırmak ve Arapça öğrenmek gerektiğini aşılamak için yazmış" Cündioğlu'nun açıkça tam tersini yazması ve çeşitli örnekler vermesine rağmen bu çıkarımı nasıl yaptınız ? Üslubunun sert olduğunu kendisi de söylüyor fakat bu sertlik umut kırmak için değil çevirilerin daha kaliteli ve ciddi yapılması adına dikkat çekmek için. Sizin anladığınız gibi bir savunma yapacak olsaydı bunu üstü kapalı bir biçimde değil açık açık söylerdi çünkü kitaptan anlaşıldığı kadarıyla kapalı değil açık bir üslubu var.
Gerçeğin Kitabı okurunun profil resmi
Açık söylemezdi. Yazar bugünlerde "deist" veya "ateist" olmuştur. Bu benim için şaşırtıcı değil çünkü yıllar önce yazdığı makale ve kitapları görünce toplumla olan ilişkisi bakımından efektif olarak bir Elçi inkarcısı durumunda olduğunu düşünüyordum. Elbette açık söylemeyecektir. Lesley Hazleton'u okursanız o da Muhammed'in Kuran'ı kendi aklından yazdığını açıkça söylemiyor. Söylerse hem girip çıkabildiği Müslüman ortamlardan kovulur, hem de para kaybeder. Mustafa Akyol'u okursanız İslam'ı ortadan kaldırıp modernizme teslim olmayı, Filistin'i ortadan kaldırıp İsrail'e teslim olmayı açıkça savunmaz. Ama yazıp çizdiklerini toplarsanız bu çıkar. Bu model yazarlardan çok var. Bunları niteleyen bir sözcük de var ama site kurallarına aykırı olabileceği için yazmıyorum. Elmalılı'nın meali bugün alıp okumak için neredeyse uygun değildir. Çok daha iyilerini yazan kişileri Cündioğlu "bunlar olmamış Elmalılınınki daha iyi" diye eleştirdiğinde ben bundan Kuran'ın iyi bir çevirisinin yapılmasını istemediği sonucu çıkarırım. Tıpkı doğa yerine tabiat, bilgi veya bilim yerine ilim, bilgin yerine alim diyen hükümetin Türkçenin iyileşmesini istemediği sonucunu çıkardığım gibi. Cengiz Özakıncı'nın Dil ve Din kitabını okuyan herkesin açık seçik anlayabileceği üzere Türk'ün Kuran'ı anlama ve bir yaşam kitabı yapma çabası, ancak dilini arındırma ve yükseltme çabasıyla yan yana var olabilir. Başka türlü olmaz. Ha, Türkçe konuşmayı bütünüyle bırakırız, bakın o zaman olur. Çünkü Türkçeyi Cündioğlu'nun sevdiği biçimiyle, sakat sakat kullanmakta diretirsek şu yazıda bir kaç örneğine işaret ettiğim açmazlara düşer, çıkamayız: gerceginkitabi.wordpress.com/2017/05/15/arap... Yazarın Türkçe İbadet kitabındaki çarpıtmalar dine bakışıyla ilgili daha net bir resim oluşturuyor. O kitapta Türkçe namaz felaketinden kılpayı döndüğümüz gibi bir izlenim çıkıyor. Türkçe namazın yanlışlığını öne sürecek olanlarla Özakıncı'nın kitabı üzerinden tartışmak daha doğru olur diye düşünüyorum. Şu anda Siyasi Proje Olarak Türkçe İbadet kitabı yanımda değil ama hatırladığım kadarıyla Cündioğlu "olmaz" derken ne Kuran'a ne de mantıksal verilere dayanıyordu.
Emre Taştankaya okurunun profil resmi
Bu konuşmayı burada bırakıyorum ikimizde güzel bir şekilde düşüncelerimizi ifade ettik bence. Attığınız sitede "hamt: (Dil Derneği sözlüğü) Tanrıya şükretme." yazıyor, hamd Allah'a mahsustur ama şükür hem Allah'a hem de anne-babaya yapılabilir. (Lokman 14). Hamd kavramını Allah'a şükretmek olarak anlam vermek doğru gözükmüyor. Nasıl Türkçeleştirebiliriz hamd kelimesine dair daha geniş açıklamaları olan bir yazı biliyor musunuz ?
Gerçeğin Kitabı okurunun profil resmi
Hamt sözcüğü, hakkında en az bilgiye ulaşabildiğim sözcüklerden biri. Basit sözlük taramasında elim boş kalınca konu benim için öncelikli de olmayınca daha fazla araştırmadım. Araştıracak olsam İngilizce makalelerden başlar, sonra Türkçe makaleleri tarar, sonra klasik tefsirlere bakardım.
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.