Semih öncelikle emeğine sağlık. Çok güzel olmuş.
Sonrasında ilk olarak yazarın hakkının verilmemesi konusunda sonuna kadar katılıyorum sana. Maalesef hayatımızın her alanına adeta bir virüs gibi girmiş olan siyasi-ideolojik durumlar insanları esir almış durumda. Ve doğal olarak Edebiyatı da. Edebiyat zaten hayatın kendisi. Böyle olunca da okurlar kendi görüşlerine ters diye böyle kaliteli eserleri gözardı ediyor. Okur olmanın amacına ters bir durum aslında. Kaliteli bir okur ne ideolojik ne de siyasi veya yazarın tercihleri durumunda kitaplara mesafe koymayanlardır bana göre. Tabii tartışılır zaman zaman aşırı durumlarda olabilir belki.
Sağ-Sol falan filan hiç umurumda değil benim. Nazım da okurum, N.Fazıl da okurum, Safa da okurum problem insanların kafasında yer eden ideolojik fikirler. O fikirlere takılıp kaldıkça yerinde sayacaklardır muhakkak. Aşmak gerek bu durumu.
Peyami Safa'nın en sevdiği kitabıymış bu, bana göre en iyi kitabı hangisi diye sorsanlar ben hala Yalnızız derim. Ayrı bir dünyaydı. Ben de 5 kitabını okudum bu kitap en farklı ve yazarın kendini ele verdiği roman olabilir. Bu ele vermek kötü anlamda değil senin de değindin konu görüşleri vs.
Yazarın yoksulluk, hastalık vs ile geçen hayatını da göze aldığımızda eğitim vs çok fazla alamamış diye biliyorum bu durumlardan dolayı, kendini geliştirip muazzam bir hazineye sahip olması takdir edilesi bir durum. Safa'nın kitaplarında hep zıtlıklar, tereddütler söz konusu burada da Ferit tereddüdün doruklarında yaşıyor ilk bölümde. Sonrasında o sembol olan koltuk zaten ayrı bir dünya ve Aziz ile sohbeti ise bambaşka bir şeydi. Değişimin 6 gün içinde verilmesi durumu da inandırıcılık konusunda dediğin gibi sıkıntılı bir durum ama ben çok fazla takılmadım. Zaten değişimlerin bu kadar sürede olması imkansız. Karakterin ruh tahlilleri, kendi içinde yaşadığı dünyasını tahlil etmesi de muazzamdı yine. Daha fazla da yazarım ama çok uzun oldu yorum keşke gelebilseydin toplantıya. Eline sağlık tekrardan :)