Yorum

Turhan Yıldırım isimli okurun asıl gönderisini gör
Davut okurunun profil resmi
İncelemenizde "Bu eserin 70 sayfa değil en az iki ya da üç katı hacme sahip olması gerektiğine inanıyorum" demişsiniz. Belki biliyorsunuzdur ama incelemede bahsetmemiş olmanızdan ve bir sevindirici haber olması açısından, kitabı araştırma sürecinde edindiğim -okumak isteyenler dikkate alırlar umarım- şu bilgiyi aktarmak isterim: Kitap yazarının bahsettiği üzere ˹¹˺ üçlemenin ikinci kitabı. İlk roman
Erotik Poetika
Erotik Poetika
kitabı, son kitap ise Diorama adında olacakmış. Yazar, “tırnaklarıyla kazıyarak gelmek” deyimini tam olarak karşılıyor. Yazarın uğraşını cidden takdir ve tebrik etmek gerekli. Ne yazık ki, sizin de bahsettiğiniz gibi okurunu bulan az tanınan yazarlar arasında kalmış. Umulur ki kitapları daha çok okuyucuya ulaşır da yazar
Tugay Kaban
Tugay Kaban
son kitap için manevi ve maddi gücü kendinde bulur. Yazarı araştırırken, ilk kitabını (
Erotik Poetika
Erotik Poetika
) kendi imkanlarıyla bastığını, edebiyat konusunda kendini nasıl geliştirdiği ve yayın dünyasındaki “otoriteler” ile karşılaştığı zorlukları öğrendim. Bu yüzden kitapların görece kısalığını sanırım biraz da buna bağlayabiliriz diye düşünüyorum. Bu zorluklar konusunda kendi blog sayfasındaki “Waste Land Tercümem ve Bu Çerçevede Bazı Yaşananlar” başlıklı yazısına˹²˺ bakabilirsiniz. Yazarın twitter hesabında denk geldiğim şu twit’itwitter.com/TugayKaban/stat... hem kitaba ne kadar değer verdiği hem de kendi muzip kişiliği hakkında (
Orhan Pamuk'a Satmak İstediğim Roman
Orhan Pamuk'a Satmak İstediğim Roman
adı da öyle) bilgi veriyor. Son olarak incelemede bahsettiğiniz eski kelime kullanımı konusuna değinmek istiyorum. Başka kitaplarda, yazarlarda da değinmiştiniz bu konuya sanırım. Kitabı henüz okumadım dolayısıyla ne kadar eski kelime kullanıldığını bilmiyorum. Fakat şunu söylemek isterim ki; bazı kelimelerin karşılığı günümüz kelimeler ile tam karşılanamıyor. Vermek istediğimiz mana ancak birkaç kelime veya cümle ile ifade edilmesi gerekebiliyor. Bunu şöyle açıklamak istiyorum: “dahil oldu” ifadesinin yerine “eklendi” veya “katıldı” kelimeleri kullanmak doğru gelmiyor. Çünkü “eklenmek” sayıca fazlalığı ederken “katılmak” ise ancak ikinci veya üçüncü anlam olarak dahil olmaya yakın olabiliyor. Bu sebepten “dahil olmak” doğrudan kullanıldığında anlam daha kolay ifade edilebiliyor. Kendi okuma zevkim açısından baktığımda, tadında olan eski kelime kullanımlarını seviyor ve destekliyorum. Biraz uzunca yazdım gereksizlik ettimse affola. __________ [1] youtube.com/watch?v=bbsv3aF... [2] tugaykaban.com/2021/09/26/wast...
Turhan Yıldırım okurunun profil resmi
Öncelikle sizin gibi okurların varlığı her yazara lazım, onu söylemek gerekli. Yorumunuzla yaptığınız değerli katkı için de ayrıca teşekkür ederim. Üçleme olduğunu bilmiyordum, sizden öğrendim. Muhtemelen yazar üçüncü kitap da daha hacimli bir metne gidecektir. Gelelim eski kelime kullanımına. Dahil olmak ifadesini anlamayacak bir okur pek tanımıyorum. Ama illa bir karşılık bulacaksak da "içinde olmak" ifadesi yerine gelir. Fakat yukarıdaki alıntıda da görebileceğiniz gibi "tekerrüren" kelimesinin kullanımı okumayı aksatıyor. Zihnim okurken kendi kendine düzeltiyor zaten. Benzer eleştiriyi M. Sami Türk'ün Niteliksiz Adam çevirileri için de söylemiştim. Burada konu Arapça, Farsça kullanımı da değil. Anlatımı daha bilinir kelimelerle yapma hali. Hatırlarsanız bir zamanlar Öztürkçeci bir grup söz konusuydu edebiyatımızda. Onların icat ettikleri kelimelerin de çok azı günümüzde kullanılır halde. Dil kendini her dönem yeniler. Yazarların, çevirmenlerin bunun gerisinde kalmamasında fayda var.
Davut okurunun profil resmi
Rica ederim. Sözleriniz için ben de teşekkür ederim. Eski kelimeden kastınız tedavülden :) kalkmış olanlar için sanırım. Ben de aynı kanaatteyim. Anlamı karşılayan, okumayı kolaylaştıran kelime varsa kullanılması daha güzel olur. Bahsettiğiniz gibi dil de organizma gibi; doğar, gelişir ölür. Çevresinden etkilenir. Öztürkçe olacak diye her kelimeyi değiştirmek çok zorlama geliyordu bana neyse ki birçoğu kullanılmıyor yoksa yazgaçlarla götürgeçlerle gelip geçerdi ömrümüz :) Şahsi fikirlerim şöyle eski kelime kullanımı konusunda; cumhuriyetin erken dönem edebiyatı gibi dönemi daha iyi kavramak için kişisel olarak da olsa eski kelime anlamlarına yabancı olmamak, tamamen rafa kaldırmamak gerekli; kelimenin mana itibariyle günümüzde tam karşılığı yoksa kullanılması taraftarıyım, tabii ki tadını kaçırmadan. Elbette fazlaca uğraşınca her şeyi eski kelime ile kullanma hastalığı oluyor, ipin ucu kaçıyor :) Bunların dışında eski kelimelerin dil için zenginlik ve manevra kabiliyeti yarattığını düşünüyorum. Aksi halde; aynı cümle içerisinde tekerrürden kurtulamaz tekrarlarla boğuşmak zorunda kalırdık :) Herşey tadında güzel dedim, kitabın dışında çokça farklı konulara girdim :) Neyse bu da böyle bir edebiyat sohbeti olsun diyelim.
VüsaIe Quluzadeh okurunun profil resmi
ama cok guzel yazmissiniz,sona kadar okudum 👌👌
You need to log in to be able to comment.