Yorum

Sümeyye Başyiğit isimli okurun asıl gönderisini gör
Montgomory okurunun profil resmi
Görüşlerinize iki noktada itirazım var. Birincisi gekeceği öngörmedi aslında sadece dönemini eleştirirken bilim kurgu perdesiyke tabiri caizse sözüm meclisten dışarı imajı vererek paçasını kurtardı. Bizim Nef'i nin yapmadığı şeyi yaptı yani. Aslında şikayetler hiç değişmedi. İnsan hep aynı insan, kaygılar aynı kaygılar. İkincisi ise günümüzde abartılan cinsellik değil hedonizm ve şehvet. Cinsellik hayatımızın normal bir parçasıdır. Ama bugün pompalanan cinsellik değil sapıklık. Bu yönüyle de çok haksız sayılmaz. Aşk, sevgi ve insani olan duygulardan fazlasıyla koptuk. Evrimcilerin inandığının aksine hayvandan gekmesekte hayvana doğru tersine bir evrim yaşıyoruz diyebilirim.
Sümeyye Başyiğit okurunun profil resmi
Bir kitabı okurken vermek istediği mesajları herkes aynı seviyede anlamayabilir. Siz geleceği öngörmeden kastettiğim şeyin sadece insanın kaygılarını anlıyorsanız haklısınız. Ama o dönemde olmayıp da günümüzde olan bazı yeniliklere gönderme yapmış olduğunu söyleyebilirim. Bunun en açık örneği, tele ekrandır. O dönemde insanları sürekli takip eden sistemin o kadar açık faaliyetleri yoktu. Tele ekrandan kastettiği şey hala da dünya çapında tam olarak gerçekleşmedi. Çinde çok yeni bir sistem olan insanları sürekli takip altında tutma sistemini bi araştırın derim. yakın gelecekte belki tüm ülkelerde benimsenecek bir sistem oldupunu düşünüyorum. Büyük biradere tapınma konusunda işaret ettiği şey de,o dönemlerde henüz ucu görünen fakat yazarın gelecekte nelere mal olacağını öngörerek mesajını verdiği bir konudur.
Sümeyye Başyiğit okurunun profil resmi
Cinselliği hayatın bir parçası olması bir yere kadardır. Benim eleştirdiğimde zaten aşırıya kaçmış olmamız. Bakın etrafınıza, her yerde medya, diziler, reklamlar aracılığıyla sürekli cinselliğe teşvik edilmiyormuyuz? İçimizdeki doğal dürtüyü kötümsemiyorum. Benim kötümsesiğim şey, İnsanın doğasında olan cinsellik duygusunun sömürülüyor olması. Aşırı aşırı derecede teşvik olunması.Ve bu sayede toplumların farkında olmadan yönlendiriliyor olması. Bu konu ne demek iatediğimi anlamanız için uzun ve detaylı konuşulması gereken bir konudur. Kısa kesiyorum... Orwel orgazmı yok etmek için uğraşan bir sistemden bahsediyor ve ve bu doğru değil! Maalesef tam tersi doğru. Herkes sürekli karşı cins tarafından beğenilme uğruna mücadele veriyor. Neredeyse cinselliğe tapınacağız. İnsanlar gençliklerini bu uğurda heba etmiyor mu? En kıymetli vakitlerimizi aptalca acılar ile geçiriyoruz. Aşk ve sevgi duygularını kaybettik derken de siz kendi ağzınızla yine benim yaptığım incelemeyi doğrulamış oluyorsunuz zaten; 1984 kitabının yazıldığı dönemde insanlık bu kadar materyalist değildi. Bu kadar menfaat düşkünü değildi. Sadece tohumları yeni yeni serpilen maddeciliğin zamanla nerelere varacağını, -bizi kendi menfaatlerinin peşinden koşturan sevgi, aşk, saygı, merhamet gibi manevi değerlerden uzaklaştıran maddeciliğin- hangi boyutlara ulaşabileceğini kurgulayan bir yazardır Orwel. O dönemde tohum atıldı ve o yeşerecek olan ağacı görüp kurguladı desek yerinde olur.
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.