004/1️⃣0️⃣0️⃣ Öyledir tabii... Ama hangi nefretten? Nefretin de adi olanı seviyeli olanı vardır bence, haksız olanı haklı olanı... Doğru, yapıcı bir şekilde olanı, eğri, yıkıcı bür şekilde olanı...
Nefret sözcüğü çeşitli şekillerde algılanabilen bir kavramdır; özellikle de kötü... Bu yüzden ben BUĞZ ETMEK sözünü daha çok tercih ediyorum.
Şu alıntı nefret etmek duygusunun artı yönüne dikkat çekiyor:
“nefret edemeyen, sevemez; kişi sevmeye ne kadar muktedirse, ilişkileri kötü gittiğinde nefret etmeye o kadar muktedirdir. ne de olsa bizi en çok öfkelendirebilenler, en sevdiklerimizdir.”
Bruce Fink
Zira hayat, nefret/buğz edilesi şeylerle de doludur, tepki duyulası... Sevgi duymak ve göstermek ile buğz etmek arasında dengeli hareket edebilen kişi bence daha ideal bir kişidir... Ve esasında bu tür bir nefretin temelinde de “sevgi” vardır; mutlak ve kör bir nefret değildir bu; hikmetli, haklı, tedavi edici, kişisellikten uzak bir nefrettir, nefret duymadır; bağışlamaya/affa da tümden kapalı değildir. 🤔 Diye düşündüm.
(2)
Aslında “nefret edemeyen sevemez” diye düşünmektense “sevemeyen nefret edemez” diye düşünerek SEVGİ’yi başa almak gerekir. Zira sevenin, sevebilenin, bir gereklilik oluştuğunda nefret etmeye hakkı ve gücü de olur. 🤔 Diye düşündüm!
(1)
Evet, çok doğru dedin. Bu iş, nefreti öncelemekle değil, sevgiyi öncelemekle mümkün olur ancak. Bu ayrıntıyı nasıl da kaçırdım? Teşekkür ederim KENDİM 💖 🤗
(1)
O halde “sevmek bizi (adi bir şekilde) nefret etmekten özgür kılar” hem de “sevmek bize (haklı bir) nefret etme hakkı ve gücü de verir.
Diyebiliriz.
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.