Bence okumak yazabilmekten daha kritik bir durum. Okuduğunu anlamayan ve çıkarımda bulunamayan bir insan romanlar yazsa ne olur? Ayrıca, hiç kitap yazmayan ama muhteşem eleştiriler çıkaran insanlar vardır, herkes üzerine düşeni yapmalıdır. Bu nedenle, pek böyle düşünmeyin derim.
Bu düşüncenizin aslında Suç ve Ceza kaynaklı olduğunu anlamıştım ama genel olarak konuşmak istedim, ilk yorumumda. Maalesef ki günümüzde her şeyin suyunu çıkaran bir kitle var. Siz de, bu kitleye bakıp da, 'Nasıl yani? Biz aynı kitabı mı okuduk şimdi? Bende mi bir sıkıntı var?' demiş olabilirsiniz. Çok normal. Ben bu durumu, Kürk Mantolu Madonna kitabının başına gelenlere çok benzetiyorum. Hatta, aynısı. Sırf herkes kitabın ne kadar iyi olduğunu söylediği için diğerlerinin cümlelerini papağan gibi sayıklayıp duran insanlar var. Kürk Mantolu Madonna'nın yanına kahve koyup, kitabın fotoğrafını çekip de ana karakterin yaşadığı yalnızlığını, ezilmişliğini, çağdan vazgeçişini kavrayamamış olmaları gibi.
Keşke kitapları rahat bıraksalar da daha düzgün bir kamuoyu düşüncesi oluşsa. İyiye iyi deriz de, artık şu suyunu çıkartmaktan vazgeçsek keşke.
Suç ve Ceza'ya dönersek, Raskolnikov'un da kendisi ile çatışmaları, her şeyi üstüne alınması, yaşadığı hayatı hak etmemesine rağmen hak etmeye çalışması, değişiklik istemesi ama bunun onu ürkütmesi, aşk, din ve daha nice küçük detaylar... Belki Dostoyevski, bunları ince ince işleyip aslında cinayetten öte bu durumun üstünde durduğu için böyle düşünmüş olabilirsiniz. Çok normal. Herkes aynı şekilde düşünecek, sevecek, algılayacak diye bir şey yok. Ama okumanın da hakkını vermek gerek. Tüm benliğinizi vererek kitabı yaşamış ve bu kanıya varmış iseniz, bir Dostoyevski hayranı olarak ben bile bir şey diyemem. Hakkım da yok zaten, çünkü önünüzdeki metin sizin standartlarınıza, zevkinize ve hatta o anki ruh halinize uymuyor olabilir. Bir başka kitabını belki seversiniz, çünkü sizi içine çeker, düşüncenizi değiştirecek bir şeyler gözünüze batar, kim bilir? Bütün bunlar tamamen kişiye bağlı.
Biraz uzun konuştum lakin bunları söylemezsem de eksik olurdu. Düşüncenizi ifade ettiğiniz için de ayriyeten teşekkür ederim. İnsanlardaki bu linç kültürü sağ olsun, konuşmaya korkar olduk. Sürç-i lisan ettiysek de, affola. Güzel geceler dilerim!