"Peki din bir dogma ise bilim de dogma değil mi? O da yeni bir din olma yolunda ilerlemiyor mu? Yoksa çoktan oldu mu?"
Bu noktada bilimin özüne bakmak gerektiğini düşünüyorum. Bilimin doğduğu nokta, insanın gerçeği araması ve yanlışlanabilir/doğrulanabilir bir temel üzerine bilgi edinmeye çalışmasıdır. Popper'dan bu yana ivme kaybettiği üzere bilimin dogmatik bir yapıya bürünmesi, zaten dogmanın "Belli bir konuda ileri sürülen bir görüşün sorgulanamaz, tartışılamaz gerçek olarak kabul edilmesi" şeklindeki Tdk tanımına aykırıdır. Bu açıdan sonuca varmak kolaylaşıyor.
İkinci soruya dönmek gerekirse; evet, bilim de bir dinmişçesine kabul edilmeye başlanıyor. Ama zararı yok, bunu dinmişçesine kabul edenler genelde kendi aklıyla düşünmek yerine duyduğunu/okuduğunu süzgeçlemeden kabul eden güruh oluyor ki bu da 3000 tane birbirini reddeden dine inanmaktan görece daha mantıklı. Gelecek hakkındaki öngörülerden biri de, bilime 'güvenen' şuanda öncekine göre milyonlarca kişi daha fazla olan gruptan bazılarının bir süre sonra bilimi temel alan ama ondan uzaklaşmış marjinal dinler ortaya çıkarması ve yandaş bulmasıdır. Bu marjinallik şuanki toplumdan ayrıksı metalcilerin bile hayal edemeyeceği düzeyde olabilir, bekleyip göreceğiz belki de göremeyeceğiz.
Bir de bilimi dinmişçesine değil de bir doğa filozofuymuşçasına kabul edenler var ki ben de düşüncelerim doğrultusunda kendimi bu kitleden saymayı uygun buluyorum. Bilimin bir dogma değil de gerçeğe ulaşmaktaki bir araç (hatta insanlık tarihindeki en güçlü araç) olarak kullanıldığı, Stephan Hawking'in, öncüllerinin kabul ettiği ve Albert Einstein'in şu iki sözünde "Ben son derece dindar bir inançsızım, bu da yeni bir din şekli"
"Kişisel bir tanrıya inanmıyorum ve bunu asla saklamadım, hatta açıkça dile getirdim. İçimde dini olarak adlandırılabilecek bir şey varsa bu, bilimin açıklayabildiği haliyle evrenin yapısına karşı duyduğum sınırsız hayranlıktır."
diyerek doğuşunu açıkladığı yeni bir yaşam görüşü. Yani çoktan oldu sayılabilir, farklı bir biçimde :)
İncelemede değindiğin noktalar güzel ve sorgulatıcı, kalemine sağlık Papaz bey.
Ps:Öykü derlemeni hâlâ bekliyorum :)