Hiç olmadığı kadar vardı Ali Hiç olmadığı kadar yok oldu Zehra...
Usulca bir kağıt iliştirildi Zehra'nın Ellerine Üzerinde " Ali'den Hasretine" Yazan.
Aldı Elleri arasına ilk baktı sonra kokladı Sandı ki Ali Gelmişti. Ali gibi kokuyor Ali gibi dokunuyordu Kağıt Zehranın Ellerine.
Açtı ve Okumaya bağladı Gözlerindeki yaşlar satırlara eşlik edercesine.
Zamanımın içinde ilacım diye sesleniyordu Zehrasına...
Özlem öyle zor ki arada yollar durdukça. Kaç geceyi seninle geçirdim kaç yolu seninle yürüdüm kaç acıyı senin sevginle sildim bilmiyorum. bu kadar bendesin sen bu kadar benimlesin. Şimdi Radyoda bir türkü dolanmakda seni söylemekteydi seni anlatmaktaydı. "Gözlerinin dokunduğu her mekan memleketim
Bakı verde uzamasın gurbetim esaretim "
Bitecek hasretini sazımın teline astığım. Yanında olacağım döneceğim. Zaman bu kadar acıyken bana, adım adım yaklaştırmakta beni sana.
Döndüğümde kapıda karşıla beni. sarıl doya doya özlemim son bulsun. Geldiğimde gözlerinde yaş olmasın hasretim bir gülüşüne, gülerek karşıla beni. Yerimize ağladım ben aramızdaki bunca zaman. Sen ağlama mutlu ol.
Geleceğim yol izin vermezse dağları aşarak geleceğim.
Geleceğim Ayaklarım izin vermezse sürünerek geleceğim.
Geleceğim Ömrümü yanında geçirmek yaşamak için geleceğim...
Ölüm olsa sana kavuşmak Canımı yolunda vermek için geleceğim...
Ali'den Hasretine...
Yüreğinize, emeğinize, kaleminize sağlık...