çok çok çok güzel bi inceleme olmuş, naçizane tebriğimi kabul et. ikinci(bu) ve son kitabına henüz bakamadım ama en kısanın en kısası zamanda bakacağım. yapay zeka ve robotlar(değinmiş ise) hakkındaki senaryosunu bilemeyeceğim ama ben de bir senaryo yazayım hemen. biraz felaket tellallığı da yapacak olabilirim:(.
yapay zeka öyle değişik bi mevzu ki hatırlarsanız bi sunucunun sorduğu soruya (soruyu hatırlamıyorum maalesef), bütün insanlığı öldürmek istiyorum benzeri cümlesiyle şaka yapmış bir robot, hemen fişi çekilmiş bir robot... yaptığımız, icat ettiğimiz şeyden korkmamız ne derece sağlıklı?
ek olarak robotların gündelik hayata karışmaları sanırım bizim için çok da beklenmedik sorunlar yaşatmayacak. makineleşme ile beraber kas gücüne duyulan ihtiyaç azalmıştı hatırlarsak. e bu da zaman içinde çocuk sayısını azalttı. 21.yy‘a dönelim, eskiden her kafede 5-6tane garson varken şimdi self-servis ile 2kişi işletmeyi döndürüyor. yani zaten yavaş yavaş alışmış durumdayız biz belli yerlerde yer bulamamaya.
robotlarda cinsellik çok tartışılıyor şu an. aile kurumuna bi etkisi olacak mı bu durumun mesela? ülkemiz ve dünya için bakarsak, çocuksuluk dediğimiz yaygın bir olguyla karşı karşıyayız. infantinizm(çocuksuluk) dediğimiz kelimenin Türkçesi, sorumluluk almaktan kaçınmadır. gerek ruhsal gerekse fiziksel. evlilik yaşı da ilerlemiş durumdadır malumumuz. e solo yaşam gayet modadır. bireysel yaşam. stüdyo daireler en çok rağbet gören evlerdir bi açıdan da. evlilik yaşının ilerlemesine tekrar dönersek, soy devamlılığı eskisi kadar önemsenen bi durum değildir. bırakacak bağ bahçe, işlenecek toprak yok en basiti. tek çocuk, kalifiye çocuk mantığı hakim. yani zaten bu senaryolar kısım kısım bizim gerçeğimiz olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir.