Eğer dul bir kadın isen mahalle kültürünün devam ettiği yerlerde, bir erkek sadece varlığıyla seni bir çok iftiradan koruyabilir mesela.
**
Savaşları baz alabilirsin mesela. Erkekler hem vatanını hem kadınlarını tarih boyunca korumuştur. Mereka Sakarya Savaşı. Tabiki bu savaşlarda kadınım rolü asla ve asla göze ardı edilemez.
Ama bu savaşlara neden olanlar kimlerdi? Bu kültürel yasalara kimler neden oldu? Farklı bir yapılanma olsaydı eğer, kadınların korunmaya ihtiyacı olur muydu? Ursula'nın sevdiğim bir sözü var; 'yasaları yapan, uygulayan ve çiğneyen erkeklerdir ve sonra bütün bu gösterinin ne kadar harika olduğunu düşünürler'.
Eskiden biliyoruz ki ülkeleri kral yönetirdi. Erkeği de kadının yönetebildiğini var sayarsak. Kadınlarında mutlaka rolü vardır. Kadınların tarihin akıbetini değiştirdiği durumlar var. Tabiki erkek ağırlıklı bu tür olaylar.
Sorun yasayla alakalı değil. Ursula feminist galiba. Kocasını aldatan, kışkırtan kadınların sayısı azımsanmayacak kadar arttı bu da kanuni değil. Hırsızlık sahtekarlık rüşvet bunları kadınlar da yapıyor.
Bu konuda Tolstoy'a katılmadan edemeyeceğim;
"Bu öyle garip bir hâl ki, kadın bir yandan son aşamaya kadar alçaltılmışken, bir yandan da dilediği gibi at oynatıyor. Bu bakımdan tıpkı Yahudilere benziyorlar. Yahudiler ezilmelerinin intikamını para hakimiyetiyle alırlar. 'Bize yalnız ticareti bıraktınız, o zaman biz de sizi tüccar olarak vururuz' diyorlar. Kadınlar ise,'Bizi sadece şehvet aleti olarak mı görmek istiyorsunuz; öyleyse size şehveti kullanarak hükmedeceğiz' demektedir."
Genel olarak konuştuk. :) İşin istisnaları elbet vardır ama sorunu doğuran şey toplumlaşma sanırım. Bir arada pek iyi yönetemiyoruz işi. :D
Ya da etrafa dar bir çerçeveden bakmak yerine perspektifi geniş tutsalar. Sadece kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmek yerine topluluğu kıstas alsalar. Yine; Ursula'nın mülksüzlerinde ki gibi kişi öncelikle topluluğa karşı sorumlu olsa... Bir sürü seçenek var ama hiçbiri kusursuz değil.
You need to log in to be able to comment.