Yorum

M i r α y isimli okurun asıl gönderisini gör
Yahya Saygan okurunun profil resmi
Vicdanın anasır-ı erbaası ve ruhun dört havassı olan irade, zihin, his, latîfe-i Rabbaniye; herbirinin bir gayatü'l-gayatı var. İradenin ibadetullahtır. Zihnin marifetullahtır. Hissin muhabbetullahtır. Latîfenin müşahedetullahtır. Takva denilen ibadet-i kâmile, dördünü tazammun eder.
Bediüzzaman Said Nursî
Bediüzzaman Said Nursî
Açalım; Vicdanın anasır-ı erbaası: Anasır-ı erbaa, dört unsur demektir ki, mahlukatın yaratılmasında sebep olarak esas kabul edilir. Bunlar hava, toprak, ateş ve sudur. Üstadımız burada bir benzetme yaparak herhalde şu manayı kastetmiştir: Nasıl ki şu âlem dört ana unsur ve bu unsurların birleşmesinden meydana gelmiştir; aynen öyle de vicdanın da dört ana unsuru ve ruhun da dört havassı vardır. Bunlar irade, zihin, his ve latife-i Rabbaniyedir. Vicdanın ve ruhun hayatı ve devamı, ancak bu dört unsurun varlığı ve birleşmesiyle sağlanır. Vicdanı vicdan ve ruhu ruh yapan, bu dört unsurun vazifelerini görmesi ve gayelerini yerine getirmesidir. İradenin ibadetullahtır: İradenin gayetü-l gayatı ve vazifesi ibadettir. İbadet, Allah'ın emirlerini yapmak ve nehiylerinden sakınmaktır. İrade ise, bir şeydeki tercih kabiliyetidir. O halde, “iradenin gayetü-l gayatı ve vazifesi ibadettir.” sözünden murad şudur: İnsan kendisine verilen iradeyle Allah'ın “yap” dediğini yapmalı ve “yapma” dediğini yapmamalıdır. Yani irademize Cenab-ı Hakk'ın emir ve yasakları yön vermeli ve irademizi ibadeti tercihte kullanmalıyız. Zihnin, marifetullahtır: Marifetullah, Allah ile ilgili bilgi sahibi olmak demektir. Yani Allah’ı isim ve sıfatlarıyla tanımak ve bu isim ve sıfatların tecellisini âlem aynalarında seyredebilmektir. Zihinden maksat ise, esma-i ilahiyyeyi keşfedecek olan akıldır.Her bir varlık bir kitaptır. Akıl, o kitapta yazılmış olan esma-i ilahiyyeyi okumalıdır. Her bir mahlûk bir tezgâhtır. Akıl, o tezgâhta dokunan sıfat-ı subhaniyeyi keşfetmelidir. Her bir varlık bir aynadır. Akıl, o aynada tecelli edeni görmelidir. Hissin, muhabbetullahtır: Buradaki histen murad kalptir. Muhabbetullah, Allah'ı sevmek demektir. Kalbin vazifesi bu sevgiye mazhar ve mahal olmaktır. Zaten zihin vazifesini yaparak Cenab-ı Hakkın isim ve sıfatlarını keşfettiğinde, ister istemez kalpte Allah sevgisi doğacaktır. Allah bilgisi, Allah sevgisinin tohumudur. Bir kalbe Allah bilgisi tohumu düşerse, o kalpte muhabbetullah ağacı biter. Kişi sevdiğini, tanıdığı ve bildiği nispette sever. Kişi Allah’ı ne kadar tanırsa, o nispette sever. Demek, ilk vazife zihnindir. Zihin Allah’ı tanımalı ve marifetullahta yükselmeli ki, kalp de vazifesini yapsın ve Allah sevgisinde ilerlesin. Lâtifenin, müşahadetullahtır: “Letaif” Arapça bir kelime olup, “latife” lafzının çoğuludur. İnsandaki latifeler hakkında ciltler dolusu kitaplar yazılmıştır. Kısaca şöyle diyebiliriz: İnsanoğlunun ruhunda manevi merkezler vardır ki, bunlar kalb, sır, vicdan, hafi ve ahfadır. İşte bunlar “letaif” olarak isimlendirilir. Bu latifelerin sultanı ise kalpteki bu latife-i Rabbaniye olan "sırr" dediğimiz latifedir. Çünkü Allah'ın manevi cemalinin müşahedesi bu latife vasıtasıyla gerçekleşmektedir. Doğuştan insana verilen bu manevi cihazlar Vicdan Tezgahında bu dört unsur ile işlenirse Vicdan gelişir büyür ve İnsan Takva Ehli olma yoluna girer. Takva ise İnsana verilen sınırsız güçler- kuvveler; Kuvve-i Akliye ; Vasat Mertebesi Hikmet Kuvve- Gadabiye Vasat Mertebesi Şecaat Kuvve-i Şeheviye Vasat Mertebesi İffet Bu üç Kuvvenin İfrat, Tefrit ve Vasat mertebelerinden Vasat mertbesini insan gerçekleştirirse, Fatiha Suresi'nde ki Sırat-ı Müstakim'e girer ve Takva ehli olur. O cihetle Vicdansız insan İmansız insan demektir. Vicdan İmani göstergelerin en başında gelir. Vicdan, donanım olarak insana doğuştan verilir, İnsan bu donanıma tabiri caizse yazılım yüklerse Vicdanlı bir insan olur.
M i r α y okurunun profil resmi
Detaylı bilgilendirme için teşekkür ederiz 👏🏼
Yahya Saygan okurunun profil resmi
@MirayJafarova Rica ederim.
You need to log in to be able to comment.