Bir kitabı incelemeye nerden başlanır az çok biliyorum. Ama sizi okuyan ve anlayan bir yazıya cevap vermeye nasıl başlanır bilmiyorum.
"Ben buna yenilme cesareti diyorum, insan başarmaktan daha çok başaramamaya cesaret etmeli..." demişsiniz ya Eylül hocam. Belki de o kadar sayfada anlatmaya çalıştığım buydu. Adını koyamamışım sadece.
Kapağı çizen Ayşe Ural’a kitabın ruhunu sadelikle kapağa taşıdığı için teşekkür etmiştim. Size de öykü dünyamı anlayıp aktardığınız için teşekkür ediyorum.
Dünyanın en iyi öyküsünü yazma iddiasında değilim. Bir şiirde diyor ya," bizim de yaşadığımız hayattır kardeşim, "diye. Bu hayattan ne anladıysam veya anladığımı sandıysam onları öyküleştirmeye çalıştım.
Anladıysam demişsek, sözün gelişi, aslında bir şey anladığımız yok hayattan. Cevaba başladığım paragrafta bilmek ve bilmemek geçiyor ya ard arda. Teşekkür babında bir sır vereyim size Eylül hocam. İlk öyküde bilmek kelimesi fazla geçer, son öyküde bilmemek...
Tek bildiğim bu...