Sabahın erken saatleri dinç bir kafa ile böyle güzel incelemeleri görmek ve okumak iyi geliyor. Zihni çalıştırıyoruz vallahi. İnşallah ileride Alzheimer bizden uzak olur diyelim ve içeriğe geçelim. :))
Kitaba olan incelemelerini akışı ve anlatım tarzı olarak gerçekten beğeniyorum ve bazen insanların neden beğenip, en ufak bir fikir, düşünce ya da teşekkürü es geçtiklerini de düşünmeden edemiyorum?!
Neyse, kimseyi ne üzmek ne de bir şey ile itham etmek isterim, ama her yazılan incelemenin en azından bir teşekkür hakkı olduğu fikrini savunanlardanım. Dediğim gibi, güzel bir inceleme olmuş ve ben büyük Rus yazarı Lev Nikolayeviç Tolstoy dahil başka hiç bir Rus edebiyatçısının eserini okumadım ve sana ya da bu iletimi okuyan birçok okura garip gelecektir ki, evimde, kişisel kütüphanemde bir çok Rus edebiyatı ve dünya klasikleri de mevcuttur. Diyeceksiniz ki, ya arkadaşım hem okumadım diyorsun, hem de cilt cilt kütüphanemde diyorsun. Düşünmekte ve sormakta da haklısınız! Kütüphanemizi müşterek kullandığımız için iyi bir okur olan eşim hepsini benden yıllar önce hatim etti diyebilirim. Ben iyi bir Fransız şarabı misali, yıllanmayı bekliyorum sanırım. Kıvama geleyim ki, okurken de bu elimde olanlardan tat alayım düşüncesindeyim. :))
Bak şurası dikkatimi çok çekti: "Ailesinin Ortodoks olduğunu bu sebepten ötürü kendisinin de sorgusuz sualsiz bunu kabul ettiğini belirtti. Dindar olan abisinin acı çekerek ölmesinden sonra sorgulamaya başlamış dini..."
Şimdi burası hakkında ufak bir yorum yapacağım, ama günümüze, yani bize has olanı yapacağım. Benim ufaklık 2016 yılında dünyaya geldiğinde ve Hacettepe Üniversitesi doğum bölümünden doğum belgesi ile nüfusa gittiğimde benden işlemler için oğlumun adı ve soy adını bir kağıda okunaklı bir şekilde yazmam istendi. Ben de isteği olması gerektiği şekilde okunaklı olarak yazıp memura teslim ettim ve o da elinde olan doğum belge evrakı ile ilgili düzenlemeyi yaparak nüfus kayıt işlemini tamamladı. Buraya kadar her şey normal, ama bir dakika, nüfus cüzdanını aldığımda bir şey dikkatimi çekti (bunu tamamen mecazi anlamda yazıyorum ve empati yapıyorum şu anda). Dini hanesinde İslam ibaresi vardı! Neden memur bunu bana sorma gereği duymadan, kendi aldığı talimata göre doğrudan İslam ibaresini koyuyordu ki? Burası İslami görüşün yoğun olduğu ve yaşandığı bir ülke olsa da, senin bir memur olarak orada bulunan şahsa, ebeveyne yeni doğmuş çocuğu için dini tercihine ne yazalım diye sorman gerekmiyor mu? Karşında oturan kişinin düşünce ve inanış tarzına hiç mi saygın yok da, yukarıdan aldığın ya da kişisel tercihin doğrultusunda bir başka bireyin dini tercihinin seçimini yapmak sana vazife oluyor?!
Velhasıl, ben sadece burada senin incelemene ülkemizde sadece bizden olmayanlar da farklı dini görüşe sahip olabilirler düşüncemi yazdım. Senden de çok özür dilerim, orada o yazdığın doğrudan bana bu yaşanmışlığı ve akabinde de sorgulamaya dair bir anekdotu çağrıştırdı.
İncelemen için tekrar teşekkür eder, kalemin keskin olsun derim. Hayırlı ve güzel bir cuma olması dileğiyle. Sağlıcakla kalasın!