Yorum

Gökhan isimli okurun asıl gönderisini gör
Samet Ö. okurunun profil resmi
Jung'un spiritüel ilgisi gençliğinde yaşadığı iki olaydan sonra artıyor özellikle. Bunlardan ilki bir ekmek bıçağının görünürde bir dış etki olmadan paramparça olması, diğeriyse bir gün otururken yine görünürde dışsal bir etki olmaksızın yan odadaki masanın ortadan ikiye yarılmasıydı. Zaman zaman duyduğu patlama şeklindeki kişisel deneyimler, bana oldukça uçuk kaçık geliyor. Belirgin bir ruhsal(psişik) hastalığın habercisi olduğu açık. Aksi bir durum olarak psişik varlıkların evini basması olasılığı gerçeklikten oldukça uzak. Bilmem siz bu konuda ne düşünüyorsunuz hocam? Bu tarz bir deneyimi doğrudan yaşadığınız bir anınız varsa da sormak isterim.
Gökhan okurunun profil resmi
Spiritüalizme inanmıyorum :) Jung'un gördüğü olay direk ayık halde kesinlikle görülmemiştir diye düşünüyorum. Şamanların dahi halüsinojen kullanarak transa girmeleri söz konusuyken... Diğer sorunuza istinaden; şahsen, bu tip bir anım hiç olmadı. Bir kerecik bile olsa hayalet görmüş değilim, ne yazık :))
Samet Ö. okurunun profil resmi
Jung'un Keşfedilmemiş Benlik'te verdiği bir örnek vardı, durup dururken bir bardağın çatlaması ve bu olayın 3 kez yinelemesi üzerine mantıksal açıklamanın yetersiz kaldığı üzerine. Ben de ona benzer birkaç duruma rastladım. Sinirlerin gergin olduğu bir anda gerçekten de anlamsız bir şekilde ortadan ikiye ayrılan bardak beni epey düşündürmüştü. 3 kez olmadı tabii, ne yazık :))
Gökhan okurunun profil resmi
Bir şeyleri sezinlemek, hissetmek mümkün olabilir diye düşünüyorum. Yalnız, ruh görmek falan apayrı bir olay. İnsan gözü fiziksel bir yapıya sahip olduğuna göre, metafizik bir şeyi algılaması mümkün değildir. Mantıksız ayrıca. İnsan bedeninde metafizik bir organ olacak ki, metafizik şeyleri algılayabilsin. Olmadığına göre kimse göremez :)
Samet Ö. okurunun profil resmi
Bildiğimiz gözle görülemez elbet, spiritüalistlerin ve özellikle de Hinduların, Şaman geleneklerinin önem verdiği bir göz daha var, üçüncü göz diye adlandırdıkları. Epifiz bezinden bahsediyorum elbet, hatta bir ara Tanrıya inanmayanların epifiz aktivitesinin düşük olduğu gibi safsatalara kadar vardırmışlardı bu düşünceleri :))) Bir de halüsinojen dediğinizde aklıma geldi, DMT molekülü (Ayahuasca ayinlerinde içilen içecekte bulunuyor imiş) ruh molekülü diye adlandırıldı, belgeseli dahi var ruh molekülü yazınca görebilirsiniz. Bana abartı gibi gelmişti, yine de merakımı cezbetmişti bir ara. Kalp gözümüzü açık tutalım da belki bir şeyler buluruz. :)
Gökhan okurunun profil resmi
Epifiz bezinin- göz olarak değerlendirilmesine sebebiyet veren- ışığı algılaması tamamen farklı bir olay diye düşünüyorum. Kafatası gibi ışık geçirgenliği olmayan kapalı bir ortam da ışığı algılayabilen bir mekanizmanın olması neden olabilir? Benim fikrime göre; efendim siz daha iyi bilirsiniz ki beyin sinirsel iletimini elektronlar vasıtası ile yapıyor. Kimyager olarak konunun can alıcı noktasına şöylece el atmalıyım ki; elektron taneciklerinin çevresinde fotonlar vardır! Epifiz bezinin, sinirsel iletime dahil olan elektronların çevresinde kümelenlemiş foton paketcikleriyle bir ilişkisi olduğunu düşünüyorum :)
Baris okurunun profil resmi
Samet Ö.
Samet Ö.
Ayahuasca 'yı deneyimlemiş biri olarak, spirituel deneyimler yaşadım. Ben bu deneyimleri quantum ile ilişkilendirdim.
You need to log in to be able to comment.