Estağfurullah.
İnsan bir subjedir; dolayısıyla meselelere subjektif bakması da doğaldır elbette ancak insanın subjektif kavrayışı ideolojik kavrayışından farklı olarak mütalaa edilmelidir.
İdeoloji, modern çağa ait basmamalıp bir kurumsal din telakkisidir. Yani insanın toplumsal olarak, bireysel düşünmesine mani olan ve hazır cevaplar sunan inanç manzumesi.
Bu durumu en somut olarak şöyle bir örnekle tasavvur edebilirim sanıyorum.
Evrim konusu üzerinne tartışan iki insan hayal edin.
Birincisi; dindar olsun; ikincisi ise evrim teorisine inanan bir inançsız. Evrimi tartışırken ilki dini metinlerden ikincisi ise evrim teorisini savunan metinlerden örnekler getirmiş olsun. Ve nihayetinde ikisi de bir diğerini tatmin edememiş olsun ve birbirlerini kendisini anlamamakla suçlasınlar. Neticede internetten karşıt görüşü araştırmayı kararlaştırdıklarını ve internetten arama yaptıklarını düşünün. Dindar olan şöyle aratıyor googleye "evrim yalanı", inançsız olan ise "evrim kanıtları".
Benim bir çok kez başka konular ve örnekler üzerinden gözlemlediğim bir olay bu. Dolayısıyla bu mesele özelinde ideolojinin dayatmalarını inceleyelim.
Bakınız dindar olan çocuk, evrime inanmaması gerektiğine dair bin inancs sahip; bu inancı ona direkt olarak din mi sundu; yoksa modern kabullere karşı geliştirilmiş olan dini kavrayış mı sundu? Elbette ikincisi. Bu hazır yargı onun bir meseleyi objektif olarak tahlil ve tetkik etmesine mani oldu. İşte bu, çocuğun gerçekte subjektif varlığında olmayan ve ona bir kalıp tarafından empoze edilmiş hazır bir yargı ve inanç.
Oysa din, bu tarz bilimsel meseleleri sadece özne yaratmak için kullanan bir olgudur. Zira amaç, bilimsel ispat veya tarihsel vesika ortaya koymak değildir. Bu yüzden kendisi en azından teorik boyutta ideolojik değildir.
İkinci çocuğun da aynı ideolojim kaveayış nedeniyle yaptığı hatalı çıkarımlar ortaya konabilir. Zira o da teorinin Bizatihi kendisini ispat ile değil inancını ispat ilr meşguldür. Ancak yorumlar, bölümü bu kadar teferruatlı ve uxun çözümlemeye misait değil. Zira bu mevzu kapaklar arasında bir kitap yahut bir video olarak değerlendirilecek kadar kapsamlı.
Dahası çocukların birbine sundukları argümanların bilimsel değerinin olup olmamasına girmiyorumm bile. Çünkü bu da başlı başına ideolojik çizgilerin dışında ele alınması gereken bir olgu.
Özetle ideoloji, kişiyi bireysel muhakemeden alı koyan ve onu birey olmaktan nefer olmaya iten tasavvurdur. Bu yüzden insani de değildir. Tamamen kurumsal menfaati sağlamayı öngören ve insanın bilişsel ve ahlaki gelişimin engel olan bir insnç biçimidir. Dinin kendisi ideolojik değildir ancak onun pratik dolayısıyla kurumsal ve siyasi yorumu da böyledir.
Bu yüzden kişiden ve nihayetinde kişiliklerden arınma iddiasında olan düşünce için modern dönemdeki en kallavi muarızın ideolojiler olduğunu düşünüyorum naçizane...