Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yorum

Erhan isimli okurun asıl gönderisini gör
Büşra T. okurunun profil resmi
Kitabı okumadan, film üzerinden bile çok güzel çıkarımlarda bulunmuşsunuz. Benim de değinmek istediğim bir kaç nokta var. Öncelikle Amin Maalouf ile ilgili benzetmenize katılmakla birlikte çok daha fazla benzerlikler olduğunu da söylemeliyim. Maalouf'tan daha önce hiç bir eser okumamış olmama rağmen etkinlik kapsamında okuduğum ilk eseri olan 'Ölümcül Kimlikler' kitabında, Halil Cibran okuyormuşum gibi hissetmeye başlamam da ilk 20 sayfada olmuştu. Düşünce yapısı, görüşü, ideolojisi birebir aynı. Her ikisi de söylediğiniz gibi Lübnan'dan farklı eyaletlere göç etmiş kişilerdir. Ve bu şekilde bir çok Arap şair ve yazar Lübnan'dan ve diğer Arap ülkelerinden göç edip farklı eyaletlere dağılmışlardır ve onların bu göç hareketi Arap edebiyatında "Mehcer Edebiyatı" olarak adlandırılır. Hepsi de kalemi güçlü insanlardır. Ve bu özellikleri dolayısıyla da "Seçilmiş insanlardır." Çok satacağı bilinen, kalemlerinin gücü farkına varıldıktan sonra Arapça yazmaları bir şekilde engellenerek Fransızca ve İngilizce dillerinde yazmaya bir nevi mecbur bırakılan yazarlardır. Ve yazdıkları şeyler de, farklı güçler tarafından yazılması istenen şeylerdir. Ilımlı din politikalarından bahsetmişsiniz. Görünürde Arap Hristiyan asıllı kişilerdir. Ancak göçlerinin ardından hepsinin din anlayışında değişimler olmuştur. Cibran "Göğsümün bir yanında İsa, diğer yanında ise Muhammed oturur." diyerek herkesi kucaklamaya çalışan bir tavır sergilemiştir. Ve kendini bir dünya vatandaşı ilan etmiştir. Ben hep bu tavrın insana insan olduğu için baktığından ötürü zannederdim çok kısa bir süre öncesine kadar. Daha sonra farklı kaynaklardan öğrendiğime göre, Cibran'a bazı eserler yazdırılırken bazı ideolojiler de aşılanmış. Din kavramını, kimlik kavramını, evlilik kavramını vs. eleştirerek, gereksiz olduğuna vurgu yaparak insanların bilinç altına bu mesajı işlemeye çalışmış eserlerinde. Tıpkı diğerleri gibi.. İlerleyen zamanlarda Mehcer Edebiyatı'na mensup şair/yazarların kurduğu dernek, toplumun ahlakını bozmaktan kapatılmış ve bu kişiler de sürgüne gönderilmiş, kilise tarafından aforoz edilmiştir... Halil Cibran tüm bu başına gelenlerden sonra şöyle söyler; "Cezaya çarptırılıp, sürgüne gönderildim ve kilise tarafından aforoz edildim.. geçirdiğim yıllarda hiçbir pişmanlığa kapılmış değilim. Gerçeği arayıp da onu insanlara açıklayan herkes acı çekmeye mahkumdur."
Erhan okurunun profil resmi
Çok teşekkürler, bu eski film ertesi kafa dağıtma yazısına gereğinden fazla önem vererek gerçekten değerli bilgiler paylaşmışsınız. Halil Cibran'da da Amin Maaoluf'da da liberal bir şeyler fark ettim ben de, ama söylediklwrinizin çoğu yeniyi benim içim. Sağolun :)
Büşra T. okurunun profil resmi
Çok hoş bir kafa dağıtma yazısı olmuş, bir iç konuşma okur gibiydim.. Eserleri dikkatle okunduğunda mutlaka ki fark ediliyor zaten bir şeyler. Ben teşekkür ederim.. :)
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.