SPOILER kabul edilebilecek bir yorumda bulunacağım. Aslında öyle de değil belki ama yine de demiş bulunayım.
Martin Eden romanı, Hamsun'un Açlık romanı gibi bitseydi acaba daha mı iyi olurdu? Gerçi etkisi o zaman, şu anki hali kadar olmazdı belki ama yine de Mart bunu hak ediyordu.
Ben de bir "merak kaçıran" uyarısı yapayım o zaman.
Yıllar önce okumuştum Açlığı o yüzden derinlemesine hatırlamıyorum ama hatırladığım kadarıyla Martin'i daha çok beğendim daha çok içime sindi, böyle olmalıydı bana göre, London çok başarılı bir karakter yaratmış, o ikilemleri ve ikilimlerinin onu götürdüğü son tam da karaktere yakışır şekildeydi bana göre. Ama sizin dediğiniz gibi hak ettiği kısmına gelirsek, tabiki gönül başka türlü olsun isterdi. Ama yazar dibine kadar realist olunca hayatın gerçeklerini de bu şekilde yansıtmış. Yorumunuz için teşekkür ederim.
İşte bazen insan, realist yandan ziyade gönlün istediği düzlemde gelişsin istiyor olaylar. Duygusal varlıklarız vesselam... Ben teşekkür ederim :)
You need to log in to be able to comment.