"Her insanın yaşadığı en az iki hayatı vardır. Biri bildiğimiz vitrinlik diğeri ise bilmediğimiz derinlik."
Oğuz Atay
Kimse içinde yaşadığı derinliği kimseye göstermek istemiyor. Giren ya o derinliği arttırıyor ya da görmezden geliyor. Bundan ötürü vitrinlik kısmını allayıp pulluyor. Vitrine bakan aldanıyor. Sosyal medya dediğimiz ortam da bu değil midir? Birebir sergi; Mahremiyet denen şey yok denecek kadar az, çıplaklık güzellik olarak atfediliyor. :)
"Her insan kendi hayatının başrolünde oynuyor."
Zülfü Livaneli
Kişiler kendi hikâyesinin başrolünde ya da yan karakter.. Kimse rolünü bir başkasına kaptırmak istemiyor. Bir başka pencereden ise hayat bir tiyatro sahnesidir rol değiştikçe kişiler de maskelerini değiştiriyor. Sosyal medya tam bir tiyatro sahnesidir, gündem değiştikçe maske değişir.
"Her tarafınız yara bere içindeyken başkalarının sivilcelerine bakıyorsunuz."
Seneca
Kişiler psikolojik sağlıklarını geri planda bırakarak bir başkasına duygusal yardım yapma çatısı altında kendini psikolog ilan ediyor. Sorsanız kendi derdine derman bulamamıştır. Yaparsınız edersiniz vaatleri veriyorlar. Bir bakıma sosyal medyayı bir klinik olarak kullanan bir kesim de var. Kendi yarasına çare bulamamış başkalarının aybını arar kurcalar, hikayeleştirip hop pişirip sunar.
Kısacası sosyal medya bir hayalhanedir!.. Bu günümüz dünyasında da geçerli. Gündem değiştikçe maske değişir..:)
[Düşüncelerim bu yönde, katılmayabilirsiniz..]
Güzel tespitlerle, güzel bir ileti olmuş hocam ✨