Yorum

Mehmet Kesdal isimli okurun asıl gönderisini gör
Metin T. okurunun profil resmi
İyi bir yere parmak basmışsın üstadım. Benim de çok okumuşluğum var K.Tuğcu'yu. Suriçin'i yazardı hep. Fatih semtini İstanbul'un. Benim semtlerimi. Empati duygumun gelişmesinde çok payı var o kitapların. Vicdan azabını kalbimin derinlerinde hissederdim. Yardım duygusunu, yardım edip mutlu olma halini o geliştirdi. Kalemine sağlık üstad.
Murat Sezgin okurunun profil resmi
Metin Bey abi tam da çokca Tuğcu kitabı okumuş birisini arıyordum. Çok kitabı olduğu için seçmeye çalışıyorum hem kendim için hem de gelecekte öğrencilerime okutmak için. Aklınıza ne kadar gelirse o kadar önerilerinizi duymak beni bahtiyar eder.
Metin T. okurunun profil resmi
Aslında K.T'nun tüm hikayeleri okunacak türden. Ama yine de bu hafta sonu bazılarını seçer yazarım size. Elbette bundan mutluluk duyarım. Sağlıcakla
Murat Sezgin okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim. Sağlıcakla.
Metin T. okurunun profil resmi
Aslında onun yazdığı kitaplara bıraktığı izi çok sonraları, kocaman bir adam olduktan sonra fark etmiştim. İçim burkulmuş, yüreğim sızlamıştı. 1902’de doğdu, diyordu onun hakkında okuduğum biyografi yazısı, sakattı, diyordu. Kendisi de sakatmış evet. Ayakları tutmuyormuş. Ama, o kadar arzu doluymuş ki, hayata tutunmuş bir şekilde. Yılmamış. Okula gidememiş, fakat tüm çocukluk yılları okuma mücadelesiyle geçmiş. Okumaya başlamış ilkin. Ağlamış. İçinde bir magma gibi birikmiş bu yaşadıklarını paylaşma arzusu. Ve yazmaya başlamış daha ilk gençlik yıllarında. Ürkekmiş ama. Kendine güvensiz, paylaşmaya cesaretsiz. Daha ilk gençlik yıllarında çalışmaya başlamış. Devlet memurlukları yapmış. En sevdiği iş bir matbaada çalışmakmış ve çalışmış. Düşünsenize, dergi çıkarma işinde çalışıyormuş. Deli oluyormuş buna. Mutluluktan. Her gece şükürler ediyormuş. Sakatlığıyla yüzleşmiş, galebe çalmış çabası. Yenmiş sakatlığın verdiği yıkımı. Mutlu olmuş. İşte sonraları çocuklara bu ruh halini yani yenilmemeyi, pes etmemeyi işleyen o hüzünlü kitaplarını yazmaya başlamış. Kemalettin Tuğcu’ya çok haksızlık yapıldı. En çok da sol entelektüeller tarafından. Onun, herhalükarda umut aşılayan, umudunuzu yitirmeyin haykırışı olan cümlelerini teslimiyet olarak gördüler. İstediler ki, kalkın, devrim için mücadele edin, diye yazsın. Yazdıkları o anlama gelsin. Oysa o, kendisi ayağa kalkamazdı ve fakat içi yaşama umuduyla doluydu. O sadece, iyi olun, dedi. Sevin birbirinizi. Yardım edin, dedi. Yerlerde sürünen bir dilencinin dahi bir insan olduğunu unutmayın. Konuşun. Biz çok sevdik onu. Dinlemedik hiç kimseyi. Okuduklarımıza ağlarken, empati duygumuzun geliştiğini bilmedik hem de. Sosyal aidiyet duygumuzun geliştiğini de. İyi ki okumuşum. İnternette çok kaynak var eserlerini bulabileceğiniz. Ama hala dimağımdan silinmeyen, çok etkilendiğim eserlerini yazayım size. Baba Evi, Ana Kucağı, El Kapısı, Kuyulu Bahçe, Sokak Köpeği, Çocuk Hırsızları, Benim Babam, Kuklacı, Parktaki Adam, Sakat Çocuk. Yaptığınız işe baktım da, size duyduğum saygı çok ama çok arttı. Bilin istedim. Sağlıcakla
Murat Sezgin okurunun profil resmi
Biyografini okuduğumda beni çok etkilemişti. Böyle bir adam varmış da ben nasıl yeni görüyorum diye. Utandım kendimden. Tuğcu benim için hem mesleğimde bir örnek hem de önereceğim harika bir kaynak bundan sonra. Önerileriniz için çok çok teşekkür ediyorum. Henüz işe başlamadım. Ama başladığımda hakkını vermek için çabalacağım. Eğer o zaman iyi bir şeylerin olduğunu hissedersem size saygınızın boşuna gitmediğini söylemek benim için gurur kaynağı olur. Sağlıcakla.
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.