Hakan günday çok farklı bir adam, anladığım kadarıyla zeki ve bize şu an ağır gelecek yapıtları çok genç yaşlarda okumuş düşünmüş. Kinyas ve Kayra'nın felsefesini o doluluktan, hikayesi gençlik ateşinden gelmiş.
Ben zaten kitaplarla neredeyse 22 yaşımda tanıştım. Eskiden beri bireylerden huzursuzdum düşüncesel olarak birşeyler huzursuz ediyordu beni ama tanımlayamıyordum, düşüncelerimin derinliği yoktu. Okudukça düşüncelerim oluştu. Okuma fiilini de 22 yaşımda başladığımda birçok düşünce yeni yeni yer ediyor, derinleşiyor zihnimde.
Yazma fiili oyle enteresan birşeyki hayatın ne içindeyken ne tamamen dışındayken oluyor. Hayatın içine giremezsen malzeme bulamıyorsun, çok içine girersen de zaman bulamıyorsun. Ama site çok yararlı oldu bana. Bazen bir alıntıdan bir paylaşım zihnimde birşeyler canlandırıyor, düşündürüyor. İster istemez birşeyler yazıyorum. Bazende günlük hayat müdahale ediyor düşüncelerime dağılıyor.
Hadi bırde yaşanmış örnek vereyim madem bu kadar konuştum. Geçen gün isyerindeki odamda yalnızım. Sitede de bir arkadaş burada gece ve acıyla ilgili bir paylaşım yapmış. O anda zihnimde kendi yaşadığım acılar, hislerim, gecelerim, gündüzlerim geldi. Kafamda hepsini tasarladım. Tam yazmaya başladım. Oda arkadaşım geldi, gırer gırmez goygoy şamata komple dağıttı gitti. Geriye toparlayamadım tabi :)