“Ansızın Şemseddin geldi, ona ulaştı. Mevlânâ’nın gölgesi, onun ışığının parıltısında yok oldu. Aşk âlemi ardından defsiz, sazsız avazını eriştirdi. Ona mâşukun
hâlini anlattı. Bu sûretle Mevlânâ’nın sırrı gökleri aştı. Şems dedi ki: ‘Eğer sen bâtına bağlanmışsan ben bâtının bâtınıyım, sırların sırrıyım.’ Şems, onu öyle şaşılacak bir âleme çağırdı ki o âlemi ne Türk rüyasında gördü, ne de Arap. Üstad ve şeyh olan Mevlânâ, yeni okumaya başlamış birisi oldu da, her gün onun huzurunda ders okudu. Her şeyin sonuna ermiş iken, yeni başlayan birisi oldu. Herkesin uyduğu bir zât iken, kendisi Şems’e uydu. Gerçi yokluk bilgisinde olgundu
fakat Şems’in ona gösterdiği bilgi, yepyeni bir bilgiydi.”87
~~~~~
“Ben sırrı öyle birisine söylerim ki onu kendi benliğimde değil, kendimi onun
benliğinde göreyim. Böylece kendi sırrımı, kendime söylemiş olurum.”83
~~~
"Ona hem kötülüğü, hem de ondan sakınma yolunu ilham edene yemin olsun ki: nefsini maddî ve manevî kirlerden arındıran felaha erer. "(Şems Suresi 8-9)
Mevlana 'yı Mevlana yapan Şems'tir. Güneş'tir:)
Şems-i tebrizi nin
Makalat isimli kitabıyla katılmak isterim tabiki de:)
Asıl ben teşekkür ederim abi
Meczup Böyle güzel bir etkinliğe senin vesilenle katılmış bulundum. İnşallah bilmediğim daha pek çok şeyi bu etkinlik sayesinde öğreneceğim. 😊