Yorum

Oğuz Aktürk isimli okurun asıl gönderisini gör
Numan okurunun profil resmi
Güzel inceleme Oğuz. Din konusu her ne kadar sitede başlık ve iletilerin yüzde olarak önemli bir kısmını kaplasa bile incelemende değindiğin kısımlar bence en önemli noktalarıdır. Ama bu kısımları konuşan pek yok maalesef. Zaten bunlardan haberi olan, bilerek, anlayarak, aklına yatarak inanan pek yok. Mutezile bence Yunan filozoflarının evrimleşmiş hallerinden ziyade uygulayıcılarıdır. Yunan felsefesi üstüne bir geliştirme ya da o felsefenin üstüne bir taş ya da fikir koyma mevcut değil. Ya da yaptığım okumalarda ben göremedim yahut rastlamadım. O damardan beslenen bazı filozof ve bilim insanlarının çeşitli konularda yenilikler yaptığı ve aklı öne alan bir anlayış olduğu doğru. Ama felsefe anlamında yeni bir şey ya da evrim söz konusu değil gibi pek. Uyarlama kelimesi daha uygun gibi geldi bana. Mutezile ve Eşari anlayışın savaşı biraz da dönem halifelerine göre şekillenmiştir. Bazı Abbasi halifeleri rüyalarında Aristo ile tartıştıklarını söylemiş ve Mutezile'ye destek olmuştur. Başka bir halife gelip Mutezile'nin köküne kibrit suyu döküp Eşari anlayışı hâkim kılmıştır. Gâzâli öncesi ise Mutezile topluluktan ziyade kişiler bazında var olabilmiştir ve Eşari anlayışın hâkim olmadığı yerler de mevcut. Ama Gâzâli Efendi, Eşari anlayışı entelektüel anlamda neredeyse tüm İslam coğrafyalarına hâkim kılmıştır. Bugün dâhi müslümanların %80'ine hakimdir bu anlayış. Zaten felsefenin yasak olduğu bir ortamda zar zor çıkan birkaç büyük beyni de kafir ilan eden odur. Kafir ilan ettiklerinden biri de Fârâbi. İslam tarihinde akla Gâzâli kadar zarar veren de yoktur tartışmasız. Kitabı okumadım ama incelemenden Endülüs'ün Mutezile ile ilgisi olduğu izlenimini edindim. Bu konuda bir anlayış varsa kitapta aydınlatırsan sevinirim Oğuz, ona göre listeme alacağım hatta. Çünkü İbn-i Rüşt harici Mutezile ile pek alakası yok Endülüs'ün. Ki İbn-i Rüşt'ün Gâzâli'yi eleştirdiği ve cevap verdiği eseri (Fatih Sultan Mehmet bile bu konu hakkında bilginleri toplayıp İbn-i Rüşt vs Gâzali konusunu ve hangisinin haklı olduğunu incelemiştir) ve Aristo çevirileri yakılmıştır. Yakılmadan önce İbn-i Rüşt'ün çevirileri bazı Avrupa ülkelerine gitmiş ve bir müslüman filozof sayesinde Avrupa tekrar akılla tanışmıştır. Bugün kimin kazandığını hâkim oldukları coğrafyaların hâllerine bakarak da görülebilir. Ama bunun harici Endülüs Eşari anlayış etkisinde olmuştur hep. İbn-i Haldun gibi diğer büyük beyinleri bile Eşari olarak yetişmiştir. Haldun hak mezheplerin 5 olduğunu söyler mesela. Zahiri mezhebi. Zahirilerin Hanbelilerden pek farkı yoktur. Ki Hanbeli dediğimiz mezhebin Selefiyye kollarına bakılırsa tümünün müslüman terör örgütlerinin mezhebi olduğu görülebilir. Yani akıla dair pek bir şey yok birkaç kişi hariç Endülüs'te. Bunların daha çok konuşulduğu ve tartışıldığı bir site dileğiyle, emeğine sağlık.
Bu yorum görüntülenemiyor
Kaan okurunun profil resmi
Fatih'in ibn rusdculuk ile gazalicilik fikirlerini tartistirip sonunda Gazaliciligin galip çıkması mevzuusunu duymuştum ama doğruluğundan emin değildim.
Bu yorum görüntülenemiyor
Numan okurunun profil resmi
https://1000kitap.com/Nordavind her kelimene katılıyorum abi. Bence de bir cacık olmaz bu saatten sonra maalesef. Ama biz roketlere devam edelim Tuco reis :) https://1000kitap.com/readthink Aynen kazanan Gâzâli olmuş hocam. Ulemanın onun tarafını tutması ve sonuç şaşırtıcı ya da bir kıstas değil. Mesela bugün yapılsa o tartışma bugün de Gâzâli kazanır :D Ama Fatih'in bunu merak etmesi ve bu tartışmayı teşvik etmesi farkını koyan etkenlerden biri. Fatih çıkan sonuçtan tatmin olmuş mudur? Ulema gibi düşünüyor mudur? Benim asıl merak ettiğim o.
Kaan okurunun profil resmi
Ben Fatih'in tatmin olduğunu sanmıyorum hocam. Aynı zamanda şunu merak ediyorum, bu tartışmaya neden müdahil olmamış. Tamam padişah müdahil olursa insanlar fikirlerini özgürce diyemez cevabı verilebilir. Lakin eğer İbn rusd fikrindeyse tatmin olmayıp, "hoop sayın ulema burada bir hata yapıyorsunuz" falan diye de bir araya girmesini beklerdim :DD
Bu yorum görüntülenemiyor
Numan okurunun profil resmi
Ben de Fatih'in tatmin olmadığını düşünüyorum. Özellikle inancı konusunda çok spekülasyon var, net bir kaynak ve belge yok ama ateş olmayan yerden duman çıkmaz, hele de bu kadar yoğun olarak. Fatih benim için de ayrıdır. Sadece Osmanlı tarihi değil, Dünya tarihinde bile kültür ve zekâ bakımından yanına yaklaşabilecek bir yönetici çok çok zor bulunur. Müdahil olmaması normal çünkü taraflardan biri zaten hâkim olan anlayış. Önemsiz x bir konuda olan iki farklı anlayış tartışılmıyor. Öyle olsa illa fikir belirtir. Ne kadar muhteşem bir zekâ olsa da sonuçta tek bir adam Fatih. Toprakların geneline hâkim olan bir anlayışı değiştirecek sınırları da geçmişti zaten Osmanlı. Fikir belirtmesinin ya da karışmasının pek bir anlamı yok.
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Beyler burası şampiyonlar ligi olmuş, araya giriyorum kusura bakmayın. :)
Numan
Numan
din konusu sitede başlık ve iletilerin önemli bir kısmını kaplıyor fakat maalesef ki içi dolu olan bu konuda çok az paylaşım görüyorum ya da benim eksikliğim bilmiyorum. Sitede yorum kapatma özelliği geldikten sonra aslında insanların daha fazla özgürce yazmalarını beklerdim ama bir işe yaramadı sanki o kadar. Mutezile ve Yunanlıları aynı cümle içinde kullanmışım ama aslında genel olarak Harezmi, Biruni, Farabi gibi dönemin üst düzey aydınlarını kastetmeye çalışmıştım. Haçlıların akılsızlığıyla İslam'ın altın çağındaki bilimle uğraşan insanların akıllılığının farkını daha da uçurum haline getirebilmek amacıyla bir mübalağa da diyebiliriz. "İslam tarihinde akla Gâzâli kadar zarar veren de yoktur tartışmasız." Bu aslında yorumlarının özeti niteliğinde olmuş. O yüzden diğer yazdıklarına geçiyorum. Kitapla alakalı yorumuna gelince, daha çok geniş bir pencereden baktım. Mutezile genelde akılcılıkla bilindiği için öyle yaklaştım. Ama kitapta bunların neredeyse çoğunu bulamazsın, yani böyle bir kitap değil bu. Daha çok Simyacı'daki Santiago misali bir gencin kendi kişisel menkıbesini bulmak için sürgüne gitmesi ve Fas, Kahire, Roma şehirlerinde kendi varlığını, yaşayış amacını sorgulaması şeklinde ilerliyor kitap. Ama benim ilgimi özellikle Endülüs kısmı çektiği için oraya yoğunlaşmak istedim. Zaten Mutezile'nin kapsamını düşünürsek 728-1143 gibi yılların arasını konuşmamız gerekir. Fakat kitaptaki yıllar 16. yüzyılın başlangıcı. Kitap ile benim bu yazdıklarım da biraz anakronik görünmüş olabilir sana. Ama genel kapsamdan bakacak olursak karşılaşmayı Mutezile vs. Gazali şeklinde değil de akılcılık vs. akılsızlık diye nitelendirebilirim. https://1000kitap.com/Nordavind Müslümanlık maalesef asırlardır yerinde sayıyor. Papaz eriğini imam eriğine çeviren makinelerden, hacı robotlardan ve daha envaiçeşit olaydan sonra bu sugötürmez bir gerçek zaten. Zamanla Batı uygarlıkları Doğu uygarlıklarını her konuda hegemonyaları altına almayı çok iyi becermişler. Zaten ilk obalar, kabileler ve şefliklerde vergi alımları, dinleri kabul ettirme gibi olaylar da otoriteyle birleştikleri anda kabul görülür hale gelmiş. Yoksa eski yerliler bile ülkelerine Pizarro gelince adamları Tanrı falan sanıyormuş. Aslında Müslümanlar iyi başlangıç yapmışlar fakat devamını hiç getirememişler. Çok iyi pas yapıp orta açmayı beceren fakat gol atamayan bir takım gibi artık. https://1000kitap.com/readthink FSM'nin bile aklını alan Gazali'ye selam olsun. :))
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.