Yorum

Necip G. isimli okurun asıl gönderisini gör
İclâl okurunun profil resmi
Hoşgeldiniz ve elinize sağlık Necip Bey çok keyifli ve sürükleyici bir yazı olmuş :) Ben de yakın zamanda okumuştum kitabı. Ben oldukça beğenmiştim kitabı ama incelemenizi okuduğumda sizin bakış açınızı da çok haklı buldum. Özellikle 'fakir ama gururlu genç kısmını' :) Bir de sanırım benim kitabı bu kadar beğenmemin nedeni en sonunda kitap ile ilgili okuduğum kısa nottu. Sanki o notla birlikte kafamda Martin Eden daha net oturmuştu. Can yayınlarının baskısında var mı bilmiyorum gerçi siz incelemenizde değinmișsiniz aslında bir hayli ama Iș Bankası baskısında kitabın sonuyla ilgili notta şöyle diyordu...(spoiler olduğunu da söyleyeyim ben yine :)) "Martin Eden'ın intiharını bu kadar canlı anlatması, kırk yaşında ve beklenmedik şekilde ölen yazar Jack London'ın da intihar ettiği şüphesine yol açar." (Martin Eden'in otobiyografik özellikler taşıması nedeniyle) "Ancak London intihar etmemiş, hastalık nedeniyle ölmüştür. Aslinda Martin Eden'ın intiharının kurgusal bir anlamı vardır. Bir sosyalist olan Jack London, sosyalizme karşı olduğunu açıkça dile getiren bireyci bir karakter yaratmış, son derece canlı bir şekilde yarattığı Martin Eden, onun en sevilen karakteri olmuştur. Bu durum çok kafa karıştırır. Nitekim London bu konuda bir açıklama yapmak zorunda hisseder ve aslında bu romanı bireyciliğe ve Nietzsche'nin üstinsan fikrine cepheden bir saldırı olarak yazdığını söyleyerek, "Becerememiş olmalıyım ki hiçbir eleştirmen bunu keşfedememiş," der. London'a göre sadece kendi kurtuluşu için çalışan Martin Eden'ın, sonunda gözleri açılır, içine dahil olmak istediği burjuva toplumunun içyüzünü anlar ve yaşamak için nedeni kalmaz. İntiharı, bireyciliğin yenilgisidir."
Necip G. okurunun profil resmi
Çok teşekkürler İclal hanım. Can Yayınlarında bahsettiğiniz ekleme yok. (Spoiler=>) Ancak zaten intiharı kendi içinde değerlendirdiğimizde zaten çok mantıksız değil ve kurgu ile örtüşüyor. Buna ‘bireyciliğin yenilgisi’ de diyebiliriz, bu yükün ve sahteciliğin baskısı altında da kaldı diyebiliriz... Neticede JL bir tercih yapmış ve onu kurgusuna yerleştirmiş. Benim yazdıklarım daha çok Martin Eden karakteri üzerine bir durum değerlendirmesi oldu. Yani kitabı okurken de, incelemeyi yazarken de Martin neden yokluğu seçti sorusuna cevap aradım. Çünkü ideal bir dünyada yaşamıyoruz ve sahtelik bu hayatın bir parçası. Tıpkı ünlü olmadan yazılan yazıların dergiler tarafından kabul edilmemesi ve sevgilinin onu terk etmesi gibi bir realite. O aşamada tüm zorluğa rağmen ayakta kalabilen Martin, tam da sistem eleştirisini kitlesel bir boyutta yapabileceği fırsatı yakaladığında neden mücadeleden vazgeçip yokluğu seçiyor? Bu tercih, Martin’in 400 sayfa boyunca çizdiği karakterle ne kadar uyumlu? Bu kararı vererek ona hayatı zindan eden sistemin ekmeğine yağ sürmüş olmuyor mu? Olaya bu şekilde bakıp bunun bir çelişki mi yoksa sürecin doğal bir uzantısı mı olup olmadığını tartışmak istedim dilim döndüğünce... Değerli katkınız için tekrar teşekkür eserim. Daha sık görüşmek dileğiyle... Selam ve sevgiler...
İclâl okurunun profil resmi
Baktığınız açıdan bakıldığında gerçekten tutarsız duruyor. Ben daha önce bu şekilde düşünmemiştim Martin Eden'i. Haklısınız. Fakat bir yandan da insan dediğimiz şey kendi içinde ne kadar tutarlı ki zaten? Bence Martin Eden için bir yol vardı öncesinde. Yani ulaşmaya çalıştığı bir hedef. Olmak istediği bir kişi... O yoldaki azmi birçok şeyi görmemezlikten gelmesine herbir sıkıntıyı aşılacak bir engel olarak görmesini sağlamıştı bence. Fakat yol bittiğinde artık gidilecek bir yer kalmadığında engelleri aşılmaz duvarlar olarak gördü. Kimlik bunalımı, olduğu kişi ve olmak istediği kişi arasındaki çatışma... Toplumun ikiyüzlülüğü... Sahtelik... Kendini kapana kısılmış hissettirdi gibi geldi bana Martin Eden'e. Artık aşılacak bir engel, gidilecek yol, varılacak bir yer yoktu onun için. Bitmişti sanki. Ben intiharını böyle yorumlamıştım kendimce... Ama dediğim gibi sizin bakış açınız ve değindiğiniz noktalar da üzerine düșünülesi oldukça isabetli noktalar. Ben teşekkür ederim :)
Necip G. okurunun profil resmi
Durumun psikolojik yaklaşımı da sizin ifade ettiğiniz gibi İclal hanım... Böylece mantıksal ve psikolojik çözümlemeyi yapmış olduk el birliğiyle:) Kitap incelemeleri böyle fikir teatileriyle daha da güzelleşiyor... Teşekkür ederim... Görüşmek üzere...
Necip G. okurunun profil resmi
Bu arada konudan konuya atlamak gibi olmasın ama, bizim Imperium’u ne zaman okuyoruz İclal hanım? Benim kitap, kitaplıkta beklemekten pembeliği hafif turuncuya çalmaya başladı:)
İclâl okurunun profil resmi
Gerçekten... Benimki de toz tutmuş kitaplıkta :) Eylül başı uygun mudur size Necip Bey?
Necip G. okurunun profil resmi
Olabilir Eylül başı. Benim için uygun... Eylüle girince haberleşiriz tekrar:) Görüşmek üzere, keyifli okumalar...
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.