Evet Geldim :) Nerde kalmıştık... :)
Verdiğiniz örnek hatalıdır. Bu düşüncelerinize 3 farklı açıdan ele almam ezlemdir. Şöyle ki;
1. Konumuz bizi mutlu eden olayın boyutu, hakikiliği değil. Şöyle düşünün. (Aslında altın bir insanı mutlu etmek için pek küçük bir şey sayılmaz. Fakat siz misal verdiniz diye küçük kabul edip veriyorum.) Diyelim ki o küçük bir şey olan o altını buldunuz ve gerçek çıktı, bu sefer mutluluğunuz yine yalan mı olurdu? Yoksa "Yalan bir mutluluk dansa az bir şey gerçek mutluluk daha iyidir." sözünüzde de arzu ettiğiniz gibi az bir şeyde olsa gerçek mutluluk mu? :)
2. Ayrıca mutluluk değil altınlar yalan oldu. :)) Mutluluk kazaen oldu diyebiliriz. Belki insanın uğradığı hayal kırıklığı bu mutluluğa gölge düşürebilir diye düşünebilirsiniz. Fakat bu seferde size sormak isterim. İnsan hayal kırıklığına uğratan ümidimidir yoksa mutluluğu mu? :)
3. Ve asıl mutluluğun yalan olması, dünyanin ahirete bakan yönü iledir. Bu açıdan bakıldığında Yalan dünyanın hangi gerçek mutluluğundan bahsedebiliriz ki zaten? :)