Yorum

Numan isimli okurun asıl gönderisini gör
Kaan okurunun profil resmi
"Dünya nasıl bir gezegendir? Talihsiz bir gezegendir." :)) burada güldüm ve hak verdim. İnsanlar uzun yıllar Güneşe boşuna kutsallik atfetmemisler. Yaşam kaynağımız ancak bir o kadar da ölüm kaynağımız olabilir. Gerçi buna da yine biz insanlar yol açıyoruz: Atmosfere vs verdigimiz zararlarla... Belgesellerden karadelikle ilgili olanı izlemiştim. Diğerlerini de izleyeceklerim arasın aldım. Oldukça uzun ama bir o kadar da sürükleyici bir anlatımla bilgilendirici bir yazı olmuş hocam, emeğine sağlık tekrardan. Dün hepsini okumuştum ancak bu konularda merak edilen bir şey olduğunda tekrar basvurabilegim bir yazı. Evrenin genişlemesinde senin de belirttigin gibi insanın aklını zorlayan ve sonra da bu yüzden aman sonra düşünürüz veya bunu bile demeden üzerinde durmadan geçtiğimiz bir durum var: Evren nereye genişliyor? Hani bir su yatağı genişliyor dersem bilirim ki mevcut bir alanın sınırlarına baskı yaparak ileri kat ediyordur. Ancak söz konusu evren olunca, hiç yok olana doğru kendi alan mi açıyor ya da kendi içinden bir alan püskürtüp ona doğru mu genişliyor gibi bir sürü kafa karıştırıcı sorular peydah oluyor. Eski Yunanlılar da heralde bunlara yaklaşan şeyler düşünmüş olmalılar ki 'Ex Nihilo Nihil Est' yani hiclikten bir bir şey çıkmaz, hiclikten bir şey gelmez fikrini felsefelerinin temeline yerleştirmis olmalılar: Her şey zaten var olmalidir ki devamı gelsin vs. Ancak Bing bang de tekillikten geliyor, o zaman aslında Eski Yunanlılar bir noktada doğru mu düşünmüşler, çünkü en son noktada bir var olandan(tekillik) geliş var. Ama öte yandan da bu tekilligin öncesinde ne vardı veya bu tekillik tam olarak nedir soruları geliyor hemen, sözün özü sorular her zaman cevaplardan fazladır. :)
Numan okurunun profil resmi
Çoklu evren diye bir şey yoksa hiçbir yere genişlemiyor. Evren her yönden genişliyor. Bir kenarı, merkezi, şuyu, buyu yok yani. Evren'in genişlediği yer yine Evren oluyor. Her yerde balon örneği veriyorlar. Ben de ondan verdim. En basiti bu. Ama o zaman da ee benim odamın içinde şişen balon benim odamın içinde şişiyor işte, gibi bir noktaya geliniyor. Ama geldiğimiz o nokta bizim çok sınırlı boyut algımızı göstermekten başka bir şey olmuyor. Biz Evren'i mecburen hep 3 boyutlu hâliyle düşünüyoruz. 4. boyut olan zamanı birçok kişi düşünmüyor. Zaman denilen şey birçok kişi için dakika, saat, yıllar falan. Ama bunlar bizim için anlamlı olan kurgular. Evren'in umrunda olan şeyler değil. Mesela tekillikler, fizik yasalarıyla ancak 11. boyutta uyuşmaya başlıyor. Sicim teorisi bu. Çünkü karadelik mevzusu bile fizik yasalarının çöktüğü bir nokta. Tavsiye ettiğim belgesellerden birinde bundan bahsediliyor. Genel Görelilik ve Kuantum bir türlü birleşmiyor, birleştirmeye uğraşıyoruz ama matematiğimiz yeterli değil sanırım diyorlar. Şu an ikisi de ancak 11. Boyuta gelinince birleşebiliyor. Tekillikler açıklanabiliyor. İlk iki boyutluydu diyenler var. 11 boyutla başladı diyenler var. Var da var. Karışık konular cidden. :D Çok teşekkürler bu arada hocam.
Kaan okurunun profil resmi
Cidden karışık konular hocam, açıklama için teşekkür ederim, benim kafa bunlara derinlemesine dalinca duman atmaya başlıyor. Yeryüzünde kalayim ben, arada tabi belgesellere ve ilgili kitaplara bakarım :))
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.