Yorum

Adem isimli okurun asıl gönderisini gör
Kaan okurunun profil resmi
Bir devlet nasıl kendisine en uygun ve iyi bir eğitim sistemini bırakıp da tam tersi bir eğitim yoluna sokar, aklım almaz. Enstitülerle ilgili ne zaman bir inceleme yazısı ve herhangi bir yazı okusam hep bu aklıma gelir ve içim acır. Eline sağlık çok güzel bir yazı olmuş.☺
Adem okurunun profil resmi
Benim de içim epey acıdığından bu konu hakkında çok doluyum :) hep okuyorum en son Tonguç Baba'nın "Canlandırılacak Köy" kitabını aldım 1000 adet basılmış epey ayrıntılı bir başyapıt yakında ona da başlayacağım.
AkilliBidik okurunun profil resmi
Cepheleşmek ve safları ayırmak kolay, ortak amaçlarda buluşup kazan-kazan yaklaşımı üzerine geleceği inşa etmek ise zor. İlki için hiçbir şey yapmaya gerek yok, son derece edilgen kalarak ortalıktaki söylemlerden birinin peşine takılabilir insan. İkincisi için çaba ve emek lazım; ama her şeyden öte değişime açık olmak ve değişimin mümkün olduğuna inanmak lazım. Türkiye'de siyasetin kısır kalmasının kültürel sebepleri de vardır belki, ama ben esas etkenin darbeler ile devlet kurumunun gereğinden güçlü ve denetlenemez olması olduğuna inanıyorum. Sonuçta farklı fikri olan ve kafasını her kaldıran bir şekilde zarar gördüğü için bir müddet sonra tepkisizleşmiş bir toplumun üyeleriyiz. Değişimin mümkün olmadığına inandırıldığımızdan değişimi de talep etmez hale gelmişiz. Bence bunun önemli örneklerinden biri de Köy Enstitüleri... Arkada bir çok siyasi plan olsa da etkin bir halk talebi ile aşılabilirmiş, ama aşılamamış. Bilmiyorum, ne dersiniz bu yorumuma
Adem
Adem
hocam? Uzun yıllardır bir nevi öğrenilmiş çaresizlik içinde yaşayıp gittiğimizi düşünüyorum o yüzden.
Adem okurunun profil resmi
Yorumunuza katılıyorum, ancak bu durumun sebebi sadece darbe ve güç kullanımı değil bana göre bizim toplum hak arama konusunda üşengeç bir toplum, ondan sonra yüzlerce yıldır Monarşi yönetiminden çıkmış bir milletten bahsediyoruz devrimci hareketin etki gösterir hale gelmesi için de yeterli süre tanınmadı her karışta hilafet ve saltanatın yer aldığı bir ülkeyi çağdaş uygarlık düzeyine bir tek şey ulaştırırdı o da sağlam temelli bir eğitim sisteminin ürünü olan Köy Enstitüleri ama üst tabaka insanları sürü halinde görmeye alışkın olduğu için aydınlanma devrimi gerçekleşmedi hakimiyeti elinde bulunduranların kökleri eski düzene dayandığı sürece yeni bir düzen kurulamaz biz Atatürk sonrası devrimci hareketin başını çekecek liderleri bulamadık o yüzden karşı devrim gerçekleşti şuan ki düzeye bakarsak karşı devrimin vücut bulmuş halini çok rahat bir şekilde gözlemleyebiliriz.
Kaan okurunun profil resmi
İkinize de katilmakla beraber özelikle
Adem
Adem
, cok iyi özetlemissiniz ve aynen katılıyorum.
AkilliBidik okurunun profil resmi
Söylediklerinize katılıyorum. Gücü elinde bulunduran kesimin istediği olmuş gelinen noktada. Ancak hala anlamaya çalıştığım nokta bizlerin, yani halkın, buna neden itiraz edemediği. Yoksa gücü elinde bulunduranların tercihleri bugün de aynı, her taraf kendi çıkarlarına uygun bir politikayı destekliyor; hem sadece ülkemizde değil tüm diğer ülkelerde de... Politikacıların popülist söylemleri, sermayenin kendi iş koluna göre lobi yapması bu yüzden bana şaşırtıcı gelmiyor. Anlaşılmaz gelen taraf şu: Güçler dengesi prensibi bizde neden işlemiyor? Ben bunun ana sebebinin darbeler ve devlet kurumunun gerekenden güçlü olması olduğunu düşünüyorum. Darbelerle sesi kesilmiş, her yaptığı itirazda yıllar süren davalarla uğraşmak zorunda bırakılmış vatandaşlar olarak gücümüzü kaybettiğimizden bir müddet sonra çabalamaktan da vazgeçiyoruz. Köy Enstitüleri konusu da bence böyle. Birlik olamamışız, itiraz edenlerin sesi kesilmiş, kalanlar da itiraza devam etmenin anlamsız yıpratıcı olduğunu görmüşler. Velhasıl gücümüzü kesmişler, çok iyi bir projeyi ve yaratacağı iyileşme fırsatını kaybetmişiz. Benzer projelerin şimdi olsa benzer akıbete uğrayacağına inanıyorum; işte beni korkutan da bu... Öğrenilmiş çaresizlik dediğim de bu...
You need to log in to be able to comment.