Söylediklerinize katılıyorum. Gücü elinde bulunduran kesimin istediği olmuş gelinen noktada. Ancak hala anlamaya çalıştığım nokta bizlerin, yani halkın, buna neden itiraz edemediği. Yoksa gücü elinde bulunduranların tercihleri bugün de aynı, her taraf kendi çıkarlarına uygun bir politikayı destekliyor; hem sadece ülkemizde değil tüm diğer ülkelerde de... Politikacıların popülist söylemleri, sermayenin kendi iş koluna göre lobi yapması bu yüzden bana şaşırtıcı gelmiyor.
Anlaşılmaz gelen taraf şu: Güçler dengesi prensibi bizde neden işlemiyor? Ben bunun ana sebebinin darbeler ve devlet kurumunun gerekenden güçlü olması olduğunu düşünüyorum. Darbelerle sesi kesilmiş, her yaptığı itirazda yıllar süren davalarla uğraşmak zorunda bırakılmış vatandaşlar olarak gücümüzü kaybettiğimizden bir müddet sonra çabalamaktan da vazgeçiyoruz.
Köy Enstitüleri konusu da bence böyle. Birlik olamamışız, itiraz edenlerin sesi kesilmiş, kalanlar da itiraza devam etmenin anlamsız yıpratıcı olduğunu görmüşler. Velhasıl gücümüzü kesmişler, çok iyi bir projeyi ve yaratacağı iyileşme fırsatını kaybetmişiz.
Benzer projelerin şimdi olsa benzer akıbete uğrayacağına inanıyorum; işte beni korkutan da bu... Öğrenilmiş çaresizlik dediğim de bu...