Kesinlikle Mustafa Kemal tek adam olmak istedi. Etrafındaki en yakın arkadaşları tek tek karşına geçtiler ama O onları yendi ve iktidarını kurdu. Karabekir'in din konusundaki iddialarının doğruluğunu zaten zaman göstermiştir. Mustafa Kemal'in şahsi inancı beni ilgilendirmez. Ama siz kalkıp toplumun %95'nin Müslüman olduğu bir toplulukta İslam'a ait sembolleri kaldırmaya çalışırsanız dinsizlik ile itham edilirsiniz ve müslüman toplum tarafından da sevilemezsiniz. Kur'an'a gökten indiği sanılan dogma demesi, beyni sulanmış hafızların dini demesi, alak suresi'nin ayetlerine safsata demesi ve de Karabekir'e Peygamber'in ne yaveler yediğini halkım görsün diye Kur'an'ı Türkçe'ye tercüme ettim demesi ve daha niceleri İslam'a olan düşmanlığını göstermektedir. Devletin gizli yazışmaları ve arşivleri bir gün elbet gün yüzüne çıkarılacaktır. Çıkarılmasada ahiret var oradaki Büyük Mahkeme'de elbet hesap görülür.
Zalimler için Yaşasın Cehennem!
Arapoğlunun yaveleri demekle peygamberin yaveleri demek arasında fark var yalnız. Kâzım Karabekir ile tartışmasında kastettiği şeyin şeyhlerin kurduğu sistem ve bunların halkı uyuşturduğu yönünde. Kur'an ı türkçeleştirerek İslam dinine giren hurafelerin yani arapların yaptığı dezenformasyonu kastettiğini düşünüyorum. Gökten indiği zannedilen dediği de yine bu tip şeyler, mesela hadislerin bir çoğu gibi...
Arapoğlundan kastın peygamber olduğu ve de gökten indiği sanılan dogma'nın da Kur'an olduğu aşikar burada kıvırmaya gerek yok. Yaptığın zorlama yorumlar yani sadece kendini kandırıyorsun. Ayrıca hadisler konusunda öyle uydurma dediğin bir çoğu falan değildir. Hadis usulü ve hadis tarihi okumadıysanız eğer sadece kendi aklınızla hareket ederek yorumda bulunmaz ilmî olarak doğru bir davranış değildir. Her ilmin üstadları vardır ve orda onların sözü geçer. Yani ayete safsata diyen birini müslüman gösterme çabasına girmeye gerek yok. Onun dini ona bizim dinimiz bize..
Yanlış anlıyorsun ben Atatürk'ün dini olduğunu iddia edemem, dinsiz olduğunu da iddia edemem hiçbir tarihçi de bunu iddia edemez. Siz de bu konuda sahayı işi bilenlere bıraksanız iyi olur. Hadis konusunu da tartışmam, hadislerin 500 yıl sonra yüzde yüz doğru olarak yazıldığını iddia etmek çürümektir. Ve bunu İslam'a maletmek şirktir.
Fark ettiysen dinsiz demedim. Orası beni de zaten ilgilendirmez. Ama yaptıklarının elbet bir karşılığı var bunu benim söylememe gerek yok. Bu tarihi ve ilmi bir mesele de değil. Birisi Kur'an ayetini aşağılarsa veya hakaret ederse o kişi imanlı sayılamaz. Bunu bilmek için âlim olmaya gerek yok.
Benim alanım İslami İlimler alanıdır. Kendi alanıma göre konuşuyorum. Ayrıca şirk ne demek ve nerde nasıl kullanacağını bilmiyorsun o sebeple bilmediğin meseleler hakkında hüküm vermen doğru değil.
Hadis konusuna gelince; hadislerin %100 doğru olduğunu zaten hiçbir âlim söylemiyor. Hadislerin 500 sene sonra yazıldığına dair herhangi bir kanıt yoktur aksine Hz peygamber zamanında efendimizin direktifleriyle yazılmış olduğuna dair bir sürü sahife mevcuttur. Hadislerin resmi devlet eliyle yazılımı 200 sene sonradır. Zaten o toplananlar da önceden yapılmış sahifelerdir. Hadislerin doğru ve yanlışlarının ayıklanması bu ilmin muhaddis dediğimiz uzmanları tarafından yapılmıştır. Bu yönde eserlerde verilmiştir. Yani hadis kabul etmekle şirk kelimesinin alakası bile yoktur. Bilmiyorum demekte erdemdir.
Kuran ayetini aşağıladığı konusunda elinde bir delil var mı? Arapoğlunun yaveleri iddiası da delilsiz. Bu konuda Kâzım Karabekirin kitabını tek örnek olarak alıp gerçek kabul etmek doğru değil. "Gökten indiği zannedilen kitaplar" ifadesinin videosu var, burada kur'an dan bahsettiğini iddia edebilirsin ama bu sadece iddia olur. Atatürk e sorulmuş mu bu? Ne demek istediği araştırmak gerekir. Atatürk'e hilafe olmak istediğini iddia edenlerin olduğu bir ortamda, ki bu iddialara benzer iddialar çok fazladır, dinsiz olduğu, islamı yok etmeye çalıştığı gibi... Kaynak olmadan bu iddialara inanmak doğru değil. Hadislerin geçerliliği konusunda da müthiş bir yanılgı içerisindesin. 200 yıl sonra devlet eliyle diyorsun, devlet eliyle ise emevi abbasiler siyaseti kesinlikle karıştırmışlardır. Mezhepler bile siyasi tartışmalardan dolayı doğmuştur. Size tavsiyem şu hoca şöyle dedi bu hoca böyle dediden ziyade kendi kaynağınızı okuyarak oluşturmanızdır.
Evet var. Afet hanımın medeni bilgiler kitabında. Hatta Murat Bardakçı'nın YouTube da bununla alakalı canlı yayında videosu da olmasi lazım.
Video linki : youtu.be/2or3LlsoS7c
Kazim Karabekir'i delil kabul etmiyorsak o mantıkla Nutukta delil kabul edilemez. Sonuçta ikiside taraflı..
Gökten indiği sanılan kitaplar videosunda bahsettiği apaçık Kur'an yani niye kendini kandırıyorsun? Zaten Atatürk'ün din hakkında çok daha fazla verdiği röportajlarda din hakkında terakkiye manidir vs gibi sözleri var. Yani delilsiz konuşmuyoruz.
Mustafa Kemal iktidarı eline geçirene kadar yani cumhuriyetin ilanına kadar yine din hakkında olumlu şeyler söylemiştir hatta TBMM'yi kuranlarla mevlütler ile cuma gününde açmıştır ama son meclis konuşmasında da Kur'an'a gökten indiği sanılan dogma demiştir.
Bak dostum tekrar söylüyorum bir hadis tarihi ve hadis usulü okumadan hadisler hakkında yorum yapamazsın. Bu ilimle uğraşan ve bu konuda öğretmenlik yapan biriyim o yüzden daha da benim alanıma girip rezil olma lütfen.
Senin 200 sene sonra dediğin şeyler emeviler ve abbasiler'in kendilerini övme hadisleri şu an zaten dediğimiz hadis kitaplarımızda bulunmuyor. Rica ediyorum artık mesleğin olmayan konularda hakkında konuşma sevgili kardeşim.. Muhabbetin için teşekkür ederim..
Selam ve dua ile...
İslam terakkiye manidir de Kazım Karabekir'in iddiası. Neyse benim bahsettiğim Atatürk şöyle dedi böyle dedi değil bizzat Atatürk'ün dediğine bakmamız lazım. Hz. MUHAMMED şöyle dedi böyle dediden ziyade Kur'an hükümmlerine uygun mu ona bakmak lazım. Peygamberimize 9 yaşında hz aişe ile evlendiği iftirası atan hadis kitaplarına da itimat etmemek gerekiyor. Misal bu hadis buhari müslim de geçiyor değil mi yanlış hatırlamıyorsam. Yani ana kaynak dışındaki her şeye şüpheyle yaklaşmalıyız.
Bak dostum hala aynı tavırla devam ediyorsun. Hz.Aişe'nin yaşı 9 değildir. O kaynakta 9 geçme sebebi şu; Cahiliye döneminde kız çocuklarının yaşları buluğ dan sonra hesaplanırdı o sebeple bu gerçek o günkü Arap toplumunda bilindiği için hiç itiraz eden olmamıştır. Şuan itiraz edenler tamamen cahillikten ediyorlar.
Yine ikinci ve üçüncü delil olarak ablası Esma'nin yaşı bilindiği için ikisinin yaş farkından yaşı 17-18 civarı olduğu yine çıkıyor.
Üçüncü olarak o günkü Arap toplumunda Hz peygamber haşa pedofili tarzı bir evlilik yapsaydı o zaman ki tüm düşmanlari bunu aleyhinde kullanırdı ama böyle bir kaynak var mı yoktur.
Tekrar söylüyorum bilmediğin meselelere atlama bak rezil oluyorsun.
Kur'an ne diyor: Bilmiyorsanız bir bilene sorun ve başka bir ayette her bilenin üstünde bir bilen vardır manasında hiç bilenler ile bilmeyenler bir olur mu diyor..
Bahsettiğin yaş hesaplamalarını biliyorum ama tartışmalı. Neyse sen bildiğin gibi devam et. Allah'a emanet ol, hakkını helal et.
Tartışma olan bir durum yok, inanmak istemeyene istersen bin delil getir yine inanmaz.
Helal olsun sen de helal et ; selâm ve dua ile..
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.