Kurumdan kuruma değişiklik gösteriyor bu durum. Ya da hocadan hocaya. Çağdaş ilahiyat eğitim adı altında hadis inkarcılığını normalleştiren kurumlar da var Peygamber ve sünnetini merkeze alan kurumlar da. Ayrıca kurum olarak ilahiyat fakültesinin misyonunun dışında öğrencilerin büyük çoğunluğu ya ev hanımı oluyor ya da öğretmen olmayı tercih ediyor medresedeki ezberden okuyabilecekleri ya da pratik hayata dökebilecekleri şeyler sınırlı çünkü sadece sınava odaklanıyorlar, hoca da buna mecbur ediyor çoğu zaman . Akademiye atılan öğrenci bir dava ya da şuur sahibi bireyden çok daha önce aynı konu üzerinde yazılmış tezlerin başlığıyla oynayıp sunuyor neredeyse. Bunlar bizim alanın kendine has problemler mi, bence değil. Hayattan ve toplumdan öğrendiğimiz şeyler 😐