21. sone
"Ben, başka bir ozanım. Öbür manzumeciler
Boyalı güzel görür, kalemi alır ele,
Göğü tutup onunla yazdıklarını süsler,
Her güzeli benzetir kendindeki güzele.
Hem de ne şatafatlı teşbihler, çifter çifter:
Güneşle ay; toprağın, denizin cevherleri,
Nisan tomurcukları, nice bulunmaz şeyler,
Yeryüzünü kuşatan o cennet çemberleri...
Ben, gerçeği yazarım, benim sevgim gerçek ya:
İnan olsun, sevgilim, güzellerin güzeli,
Ana yavrusu gibi, pek parlak olmasa da,
Gökyüzünde yanan o altın kandil misali...
Onların boş lâfları olamaz benim işim:
Satacak değilim ki, niçin övecekmişim."
Sitedeki tartışmalara, dedikodulara ve diğer kirli şeylere uzakta kalan bir insansınız Hilal. Az çok tanıyorum sizi, bu boş muhabbetlerden uzakta kendi okumalarınıza yakın olmayı yeterli görüyorsunuz. Bence de yeterli zaten. Diğerlerinin dış görünüşlerini boyamasında bulduğu güzelliği, siz, kitap okumayla birlikte gelen iç güzellikte buluyorsunuz. Zaten böylece gerçeği yazabileceğinize inanıyorsunuz ve sevginizin de bu şekilde samimi, gerçek olabileceğini düşünüyorsunuz. Onların boş laflarının hiçbir zaman sizin işiniz olmaması dileğimle.