Bazı Kavramların Yeniden Anlamlandırılması (Cin)
"Dinin içerisinde irrasyonel olarak cin, şeytan gibi insanın başında tahakküm unsuru olarak kullanılan kavramları önce bir defa yeniden anlayalım, yorumlayalım. Peki, niye yeniden anlayıp yorumluyorsun? Çünkü Kur'an-ı Kerim gelmeden önce müşrik Arap toplumunun bir cin inancı vardır. O müşrik adamların cin inancını sen gelip de Kur'an-ı Kerim üzerinden bütün coğrafyalara transfer edersen ben sana bir dakika derim. Kur'an-ı Kerim ayetlerini karşına dikerim senin. Ve derim ki, 'Cine ve cincilere inanan insanları iki kat korku sarar!' (72/Cinn, 6). Din böyle başımıza musallat olabilecek irrasyonel olaylardan evreni temizledi. Fakat kültür onları yeniden diriltti. Hem insanların hem de görünmeyen varlıkların tasallutundan arındırılmış güvenli bir evrene ihtiyacımız var."
Sayfa 105 - OttoKitabı okudu
Reklam
Tavsiye
Felsefeye ve psikolojiye doyabileceğim, kesinlikle bu kitabı okumalısın dediğiniz kitap var mıdır? Yorumlayalım..
“Anlamını ne denli ters yorumlarsak yorumlayalım, ne denli sapıkça kirletirsek kirletelim, hem saygıdeğer hem de akla dayanan bir duygudur aşk; ve ancak karşılıklı olunca gerçekten güçlü olur.”
Sayfa 84 - İletişim yayınları - ı.ciltKitabı okuyor
İncil'in yaratılışın anlatıldığı ilk bölümünde der ki, "Başlangıçta Tanrı vardı, Söz Tanrı'ylaydı, Söz Tanrı'ydı:' Başlangıçta söz olmadığına göre bu ne demektir? Var olmak için gerekli iki şey enerji ve bilinçtir. Enerji var olmuş olmak zorunda çünkü enerji olmadan hiçbir şey olamazdı. Bilinç de var olmuş olmak zorunda çünkü bilinç olmadan enerji algılanamazdı. Öyleyse şöyle yorumlayalım: "Başlangıçta enerji/bilinç vardı, enerji/ bilinç Tanrı ileydi, enerji/bilinç Tanrı'ydı:' Tanrı ve enerji/bilinç eş anlamlıdır. Her şey enerjinin form almış halidir, her şey kendi halinde bilinçlidir. Her şey Tanrı'nın varlığının kanıtıdır. Tanrı ve varlık eş anlamlıdır.
Sayfa 10 - Ruh ve Madde YayınlarıKitabı okudu
Bana öyle geliyor ki, biz buyuz işte... Sıkılan adamlarız. Her şeye ama her şeye bu açıdan bakmayı benimsedik. Olsun, sakınmak gerekli değil. Yaşayalım, deneyelim, yorumlayalım da ne olursa olsun.
Reklam
Tarih boyunca insanlar ruhun bu geçici dünyayı aşan boyutunu hissettiler. Gerçekten de insan zihninin bu biçimde kendisini aşan kavramlar düşünebilmesi onun dikkate değer bir özelliğidir. Nasıl yorumlarsak yorumlayalım, bu aşkınlık deneyimi yaşamın gerçeği olmuştur.
138 syf.
7/10 puan verdi
·
3 saatte okudu
Sizi çocukluğunuza götürecek o kitap!
Herkese kitaplar dolusu sevgiler selamlar bu kitap kahve eşliğinde hemen okuyup bitecek sizi çocukluğunuza götürecek bir kitap. Elif ve Cihan dönemlik tütün işçisidir. Yaz aylarında kendi evlerinden uzak başkasının hikayesinde günlük işçi olarak çalışmakta tek çocukları olan Melek de onlarla birlikte tarlada vakit geçirmektedir. Melek o kadar
Horoz Şekeri
Horoz ŞekeriMelehat Sevinç · Odessa Yayınevi · 202312 okunma
224 syf.
10/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Sıcağı sıcağına biten bu kitapla ilgili hislerimi henüz gözyaşlarım gözümde kurumadan yazmaya karar verdim . Öyle etkilendim ki yüreğindeki acı ve coşkuyu anlatamam . Yıpranmış bir hatıratı okumaya başlayarak 200 yıl öncesine , Mora yarımadasına , tarihe #tripiçekatliamı olarak geçen olayların olduğu zamana gidiyoruz Mete ile . Mete genç
Tripoliçe'nin Külleri
Tripoliçe'nin KülleriGüven Kemerkaya · Çınaraltı Yayınları · 037 okunma
Şimdi bir şeyleri tersten yorumlayalım istiyorum. Mesela yağmur bize yağmasın da biz yağmura yağalım bugün. Şöyle sırılsıklam edelim göğün bulutlarını. O yeryüzüne ağladığını düşünürken, bizim ağladığımız şeyler nelermiş bir bilsin istiyorum. Ertesi gün gökyüzünün sarı çiçeği güneşle yorumlayalım bir şeyleri. Mesela o bizi değil de biz onu yakalım akşama kadar. İçimizin yangınından haberdar edelim zati hallerini. Zira yangınlar içinde kalmışken bir de dünyayı ısıtmaya çalıştığını biliyorum. Peki ya bizim yangınımız içimizi dağlarken dışımızı da içimiz gibi yaksaydık insanların içini mi ısıtırdık yoksa buz dağının eteklerinde yetişen o ismini bilmediğimiz meyvelerin içimize düştüğü o serin soğukluğu mu yaşatırdık bir düşünelim. Ya yağmur? Tüm şehri, taşı, toprağı ve dahi insanı böylesine temizlerken bizim yağdığımız yeryüzü ne kadar temiz kalabilirdi?
Mehmet Yıldırım/ Bir şeyler
Reklam
144 syf.
·
Puan vermedi
"... Kulüp zorla değiştirilmedikçe kendiliğinden değişmez. Ensesi kalınların kurduğu örgütlerde tatlılıkla iş yapılmaz." Bugün çok farklı bir kitap incelemesiyle geldim karşınıza. 140 sayfalık, İthaki Bilimkurgu Serisi kütüphanesinde çıkan Stepford Kadınları, feminist hak arayışı ve mutlak erkek hakimiyetinin bilimle birleşmesiyle ortaya çıkabilecek bir distopyayı gözler önüne seriyor. Baş karakterimiz Joanna Eberhart ve eşi Walker, herkesin övgüyle bahsettiği, suç oranları en düşük muhitler sıralamasında başlarda olan, karı-kocaların uyum içinde geçindşği bir yer olan Stepford'a taşınırlar. Joanna, feminist bir karakter olarak karşımıza çıkmakta. Eşi Walker, burada Erkekler Kulübü denilen oluşuma 'kaleyi içten fethetme' düşüncesiyle katılır. Ancak işler Joanna için planladıkları gibi gitmez. Bu şehre gelen kadınların zamanla yoğun ataerkil toplumların istediği bir kadın imanına dönüşmesinden dem vuran yazar Ira Levin, kadınların zaman içinde Stepford'da ev işlerinden başlarını kaldıramayan, kendilerine vakit ayıramayan bir robot kadın tipi çiziyor kitapta. Açıkça söylemek gerekirse ilk 60-70 sayfa sıkıla sıkıla, "Bu nasıl bilimkurgu" desem de olaylar kitabın yarısından itibaren açılıyor ve hızlanıyor, tam tadına varacakken de ucu açık bir şekilde son buluyor. Konu bakımından bana Dr. Ox'un Deneyi'ni hatırlattı. Dipnot : Yazarımızın bir erkek olduğunu unutmadan yorumlayalım. :)
Stepford Kadınları
Stepford KadınlarıIra Levin · İthaki Yayınları · 2022744 okunma
272 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.